Franz Marc (8 Şubat 1880, Münih, Almanya – 4 Mart 1916, Verdun, Fransa yakınları), hayvan resimlerindeki derin mistisizmle tanınan Alman bir ressam ve baskı sanatçısıydı. Alman Ekspresyonist sanatçılar derneği Der Blaue Reiter (“Mavi Süvari”) grubunun kurucu üyelerindendi.
Sanat kariyerinin ilk döneminde natüralist ve akademik bir tarz benimseyen Marc, 1903 yılında Fransız Empresyonist resmini keşfetmesiyle birlikte daha modern bir yaklaşıma yöneldi. Basitleştirilmiş çizgiler ve canlı renkleri öne çıkaran bu yeni üslubu, 1907’de Paris’te karşılaştığı Post-Empresyonist ressam Vincent van Gogh’un eserlerinden de derinden etkilendi. Van Gogh’un duygu yüklü fırça darbeleri, özellikle Cats on a Red Cloth (1909–10) adlı eserinde belirgin şekilde görülebilir.
Sanatındaki Dönüşüm
1910 yılında Marc, Ekspresyonist sanatçı topluluğu Neue Künstlervereinigung (“Yeni Sanatçılar Derneği”) üyesi Rus doğumlu ressam Wassily Kandinsky ile tanıştı. 1911’de bu gruba katıldı ve genç ressam August Macke ile yakın iş birliği içinde çalıştı. Macke’nin geniş ve yoğun renk alanlarını kullanma biçimi, Marc’ı benzer teknikleri keşfetmeye teşvik etti.
Aynı yıl Marc ve Kandinsky, Der Blaue Reiter adlı bağımsız bir sanatçı grubu kurarak Neue Künstlervereinigung’dan ayrıldı. 1912’de aynı adı taşıyan bir almanak yayımladılar. Doğu felsefeleri ve mistisizme duyduğu ilgiyi sanatına yansıtan Marc, Kandinsky’nin sanatın yalnızca doğanın dış görünüşünü değil, manevi özünü de yansıtması gerektiği fikrine büyük ilgi duydu. İkili, sanatın mistik enerjisinin en iyi soyutlama yoluyla açığa çıkabileceğini savundu.
Marc, modern medeniyetin insanın doğayla kurduğu manevi bağı zayıflattığına inanıyordu ve bu nedenle eserlerinde sıkça hayvanları konu aldı. Bunun yanı sıra, “ilkel” sanat, çocuk resimleri ve akıl hastalarının sanatsal ifadeleri üzerine de tutkuyla çalıştı.
Marc’ın sanatsal felsefesi, özellikle Blue Horses (1911) gibi eserlerinde belirginleşir. Bu tabloda atların güçlü, basitleştirilmiş ve yuvarlatılmış hatları, arka plandaki ritmik manzarayla uyum içinde resmedilmiştir. Hayvanlar ve çevre, canlı ve organik bir bütün oluşturur.
Marc, bu ve diğer olgunluk dönemi eserlerinde renk sembolizmi geliştirdi: Mavi: Ruhsallık ve erkek enerjisini, Sarı: Neşe ve dişil unsuru, Kırmızı: Şiddet ve yıkımı temsil ediyordu.
1912’de Marc, Fransız ressam Robert Delaunay ve İtalyan Fütüristlerin eserlerine duyduğu hayranlıkla sanatında giderek daha soyut bir yaklaşıma yöneldi. Delaunay’ın Orfizm akımının parlak renkleri ve dinamik formlarını benimsedi. Bu dönemde, hayvan figürlerini hem güçlü hem de kırılgan yönleriyle ele alarak soyutlamaya yaklaştığı Tyrol (1914) gibi eserleri üretti.
1914’te I. Dünya Savaşı’na katılan Marc, iki yıl sonra Verdun Muharebesi sırasında cephede hayatını kaybetti.