Oscar ödüllü aktör Leonardo DiCaprio, yalnızca sinema kariyeriyle değil, aynı zamanda sanat koleksiyonerliği ve çevre aktivizmiyle de dikkat çekiyor. Yıllar içinde modern ve çağdaş sanatın en önemli isimlerinden eserler toplayan DiCaprio, yükselen sanatçılara dair keskin bir sezgi geliştirmiş durumda.
DiCaprio’nun koleksiyonunda Pablo Picasso, Salvador Dalí, Jean-Michel Basquiat, Ed Ruscha, Frank Stella, Takashi Murakami, Oscar Murillo ve Mark Ryden gibi sanat dünyasının önde gelen isimlerinin eserleri yer alıyor. Aynı zamanda çocukluğunda babasının tanıştırdığı illüstratör Robert Williams ve Robert Crumb gibi sanatçılara duyduğu nostaljik bağ, koleksiyonuna yön veren detaylardan biri.

Frank Stella’nın 1973 tarihli bir yapıtı, Takashi Murakami’nin “Mononoke”si, Basquiat’nın çizimleri ve Picasso’nun eskiz çizimleri koleksiyonunun öne çıkan parçalarından. Jean-Pierre Roy’un “Nachlass”ı ve Andreas Gursky’nin “Ocean V”si gibi çağdaş eserler de koleksiyonuna dahil.

Sanat dünyasında sahne arkasında hareket eden bir isim olan DiCaprio, Sotheby’s ve Christie’s gibi önde gelen müzayede evlerinin satışlarında sıkça boy gösteriyor. 2013’te düzenlediği “The 11th Hour” adlı yardım müzayedesiyle yalnızca bir gecede 38 milyon dolar toplamış ve 13 sanatçı için satış rekorları kırılmıştı. Müzayededen elde edilen gelirler çevresel koruma projelerine aktarılmıştı.
Bu müzayedede Mark Grotjahn, Andreas Gursky, Takashi Murakami ve Elizabeth Peyton gibi sanatçıların eserleri yer aldı. Peyton’ın DiCaprio’yu resmettiği bir portre de bu müzayedede 1 milyon dolara satıldı.

Çevre sorunlarına duyarlı yaklaşımıyla bilinen DiCaprio, sanat sevgisini hayır işlerine kanalize etme konusunda da aktif. David Yarrow’un vahşi yaşamı belgeleyen eserleri, Leonardo DiCaprio Vakfı’nın galalarında açık artırmaya çıkarıldı. Walton Ford’un nesli tükenmekte olan türleri resmettiği çalışmaları ise aktörün koleksiyonuna anlamlı bir derinlik katıyor.
Art Basel Miami Beach ve New York’taki PULSE Sanat Fuarı gibi büyük etkinliklerde sıkça rastlanan DiCaprio, kimi zaman da Instagram üzerinden eser keşfediyor. Jean-Pierre Roy’un bir eserini sosyal medyada gördükten sonra satın alması, bunun en bilinen örneklerinden biri.
Sanatla kurduğu bağ çocukluğuna kadar uzanıyor. DiCaprio, beşiğinin üzerinde asılı olan Hieronymus Bosch’un “The Garden of Earthly Delights” tablosunu hatırlıyor ve bu esere olan sevgisini “Before the Flood” belgeselinde dile getiriyor. Annesi, hamileyken bir Leonardo da Vinci tablosu önünde ilk kez tekmelediğini hissettiği için oğluna “Leonardo” adını vermiş.
Koleksiyonu yalnızca tablo ve heykellerle sınırlı değil. Heinz Schulz-Neudamm’ın 1927 yapımı “Metropolis” filminin orijinal afişi ve bir Torvosaurus kafatası gibi nadir objeler de yer alıyor. Eski film posterlerine olan ilgisi, Hollywood’un altın çağından kalma eserleri arşivlemesine neden olmuş.
