Close Menu
Artkolik
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Salı, Eylül 30
    • İletişim
    Instagram Facebook X (Twitter)
    Artkolik
    • Ana Menü
    • Sanat Haberleri
      • Haber
      • Sergiler
      • Tiyatro
      • Sinema
      • Röportajlar
      • Etkinlik
      • Moda
    • Köşe Yazıları
      • Nail Keçili
      • Nazlı Keçili, Şamdan Plus Özel
    • Proust Serisi
    • BAUSEM Sertifika Programı
    • Atölye ve Seminerler
    • Kültür Gezileri
    • Artkolik Kimdir?
      • Basında Artkolik
    Artkolik
    BuradasınızAna Sayfa»Haber»18. İstanbul Bienali 20 Eylül’de başlıyor!
    Haber

    18. İstanbul Bienali 20 Eylül’de başlıyor!

    ArtkolikBy Artkolik17 Eylül 2025Yorum yapılmamışOkuma Süresi 8 Dakika
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
    Kevser Güler, Ömer M. Koç, Christine Tohmé, Bülent Eczacıbaşı Fotoğraf: Mühenna Kahveci

    18. İstanbul Bienali, alışılmış bienal formatlarının dışına çıkarak üç yıla yayılan özgün yapısıyla sanatseverlerle buluşuyor. Küratör Christine Tohmé’nin Üç Ayaklı Kedi başlığı altında kurguladığı bienalin ilk ayağı, 20 Eylül – 23 Kasım 2025 arasında ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek.

    Bienalin, “kendini koruma” ve “gelecek olasılıkları” temaları etrafında şekillenen ilk ayağında, 30’u aşkın ülkeden 47 sanatçının eserleri Beyoğlu-Karaköy hattında yer alan 8 farklı mekânda sergilenecek. Bienalde sergilere, performanslar ve film gösterimlerinden oluşan bir kamusal program eşlik edecek.

    18. İstanbul Bienali basın buluşması

    18. İstanbul Bienali’nin ayrıntılarını paylaşmak üzere, 16 Eylül Salı sabahı bienalin sergi mekânları arasında yer alan Eski Fransız Yetimhanesi Bahçesi’nde bir basın buluşması düzenlendi.

    İstanbul Bienali tarihinde ilk kez üç yıla yayılan bir yapıyla tasarlanan 18. İstanbul Bienali’nin hazırlık sürecine dair deneyimler, mekân ve sanatçı seçimleri ile kamusal programın ayrıntıları, küratör Christine Tohmé ve İstanbul Bienali Direktörü Kevser Güler’in gerçekleştirdiği söyleşide paylaşıldı.

    Basın buluşmasında, İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ve 2007–2036 yılları arasında bienalin sponsorluğunu üstlenen Koç Holding adına Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç da birer konuşma yaptı.

    İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı konuşmasında “İKSV’nin 1987 yılından bu yana düzenlediği İstanbul Bienali, kentimizi küresel bir kültür-sanat merkezi hâline getirme vizyonumuzun en önemli adımlarından biri. Uluslararası sanat gündemine yön veren eğilimleri yansıtan, yeni tartışmalar açan, şaşırtıcı, düşündürücü, besleyici ifade biçimleri sunan bu etkinliğin nitelikli sergi ve etkinlik programlarının yanı sıra çokkatmanlı bir diyalog alanı sunmasıyla da İstanbul’un sanat yaşamına katkıda bulunduğu için mutluluk duyuyoruz. Bienalde Türkiye ve yurtdışındaki kültür-sanat evreni arasında anlamlı bir etkileşimin kurulması için çaba sarf ediyor, gençlere ve çocuklara yönelik öğrenme programlarımızla, öğrenciler, mülteciler ve farklı engel gruplarına yönelik ücretsiz rehberli turlarımızla ve her seferinde büyük ilgi gören ücretsiz resimli çocuk kitabımızla, güncel sanat beğenisinin ve sevgisinin geniş kitleler tarafından benimsenebilmesi için çalışıyoruz. Bu sergiye hayat veren değerli küratörümüz Christine Tohmé’ye, yaratıcılıklarıyla bienali var eden sanatçılarımıza, serginin gerçekleştirilmesine emek veren tüm ekibimize ve bienalin ziyaretçilerle ücretsiz olarak buluşabilmesini mümkün kılan bienal sponsorumuz Koç Holding başta olmak üzere bienale destek veren tüm kurum ve kuruluşlara gönülden teşekkür ediyorum,” dedi.

    2007-2036 Bienal Sponsoru Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç ise bienalle ilgili şunları söyledi: “Önümüzdeki yıl, Topluluğumuzun 100. kuruluş yıl dönümünü idrâk edeceğiz. Bir asra yaklaşan ve her adımla dönüşen ve dönüştüren bu yolculukta, geleceğe yönelik duyduğumuz toplumsal sorumluluk bilincinin, en az ticari başarılar kadar önemli olduğuna gönülden inanıyoruz” diye konuştu. “İçinden geçtiğimiz çağın belirsizliği ve çok boyutlu zorlukları, hepimizin mâlûmudur” diye devam eden Koç, sanâtın sunduğu özgürlük alanlarına, yaratıcı cesârete ve derinlikli sorgulamalara her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu dile getirdi. Koç, “İstanbul Bienali, düşünceyi, sezgiyi ve yaratıcılığı sanâtın farklı anlatım biçimlerinde buluşturarak, sanâtçılara eleştirel üretim için özgürlük alanı sunmaktadır. Bu sebeple, Bienal’in İstanbul’a ve ülkemizin uluslararası itibârına çok büyük katkısı olduğuna inanıyorum.”

    Kevser Güler, Christine Tohmé
    Fotoğraf: Mühenna Kahveci

    Üç Ayaklı Kedi’nin izini süren bienal

    18. İstanbul Bienali, bu yıl alışılmış bienal formatlarının ötesine geçerek, üç yıla yayılan özgün yapısıyla sanatseverlerle buluşuyor. Küratör Christine Tohmé tarafından Üç Ayaklı Kedi başlığıyla kurgulanan bienalin ilk ayağı, 20 Eylül – 23 Kasım 2025 tarihleri arasında, İstanbul’un Beyoğlu Karaköy hattında yer alan sekiz farklı mekânda bienal sponsoru Koç Holding’in katkılarıyla ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek.

    Bienalin ilk ayağına davet edilen 47 sanatçı; atölye ziyaretleri ile sanatçı buluşmalarının yapıldığı ve 31 Ekim–15 Aralık 2024 tarihleri arasındaki açık çağrıya gelen dosyaların değerlendirildiği kapsamlı bir araştırma sürecinin sonucunda belirlendi.

    Açık çağrı süreci, 18. İstanbul Bienali’nin küratoryal araştırma sürecinin en önemli adımlarından biri oldu. Küratör Christine Tohmé üç ay boyunca 105 ülkeden yaklaşık 1.500 sanatçının başvurusunu inceledi ve ardından serginin kavramsal çerçevesiyle örtüştüğünü düşündüğü isimlerle görüşmeler yaptı.

    Bienalin ikinci ayağı 2026 yılında İstanbul Bienali Akademisi’nin kurulması ve sanat inisiyatiflerinin katılımıyla düzenlenecek kamusal programlarla devam edecek. Bienal 2027’deki üçüncü ve son ayağı kapsamında gerçekleştirilecek atölyeler, performanslar ve nihai bir sergiyle tamamlanacak.

    18. İstanbul Bienali mekânları ve sanatçıları

    İstanbul Bienali’nin bu edisyonunda sergi mekânlarının seçiminde belirleyici unsurlardan biri fiziki yakınlık oldu. Beyoğlu-Karaköy hattında konumlanan sekiz sergi mekânı ziyaretçileri, bienali yürüyerek keşfetmeye davet ediyor. Bu sayede ziyaretçiler, ulaşım zorluklarıyla karşılaşmadan sergiler arasında özgürce dolaşabiliyor; yol boyunca molalar vererek şehrin dokusuyla ve sergiyle bütüncül bir deneyim kurabiliyorlar.

    Elhamra Han

    İstiklal Caddesi’nde 1827 yılında şehrin ilk tiyatro salonlarından biri olarak inşa edilen Elhamra Han’ın ikinci katında bulunan iki daire 18. İstanbul Bienali kapsamında ilk kez sergi mekânı olarak kullanılıyor.

    Sanatçılar: Mona Benyamin, Şafak Şule Kemancı, Jagdeep Raina, Riar Rizaldi, Lara Saab, Natasha Tontey, Sevil Tunaboylu

    Eski Fransız Yetimhanesi Bahçesi

    Eski Fransız Yetimhanesi Bahçesi 1869 yılında Sultan Abdülaziz tarafından Aziz Vincent de Paul’ün Yardımsever Kızları Cemiyeti’ne yetimhane olarak kullanılması şartıyla tahsis edilmiş ve 1937 yılına kadar yetimhane ve ilkokul olarak hizmet vermiş. Artık kullanılmayan binanın bahçesi günümüzde “Tophane Mekân” adıyla kamuya açılmış bir sosyal tesis olarak işlev görüyor. Bahçe 18. İstanbul Bienali kapsamında sanatçı Khalil Rabah’ın yerleştirmesine evsahipliği yapıyor.

    Sanatçı: Khalil Rabah

    Meclis-i Mebusan 35

    1983 yılında inşa edilen Meclis-i Mebusan Caddesi’ndeki 35 numaralı binanın zemin katı da bu yıl bienal mekânı olarak kullanılıyor. Bina, 2013 ile 2019 yılları arasında şehirlerin geleceğini tasarlamaya yönelik küresel bir kent laboratuvarları ağı olan Studio-X’in İstanbul ayağına evsahipliği yaptı. 2016 ve 2018 yıllarında İstanbul Tasarım Bienali’nin mekânları arasında yer alan bina, bienal kapsamında yeniden canlandırılıyor.

    Sanatçılar: Eva Fàbregas, Pilar Quinteros, VASKOS (Vassilis Noulas & Kostas Tzimoulis)

    Külah Fabrikası

    Bir zamanlar dondurma külahı imalatı yapılan iki katlı, yüksek tavanlı bina; zanaatçı pazarları, sergiler ve konserler gibi çeşitli kültürel etkinliklere ev sahipliği yapan, dönüşüm geçirmiş bir sanat ve etkileşim alanı olarak 18. İstanbul Bienali’nde yer alıyor.

    Sanatçılar: Doruntina Kastrati, Claudia Pagès Rabal

    Zihni Han

    Karaköy’de yer alan Zihni Han, 18. İstanbul Bienali kapsamında izleyicilere ilk kez kapılarını açıyor. Bir zamanlar ticaretin kalbinde, İstanbul’u Doğu Akdeniz’e bağlayan liman bölgesinde konumlanan bu beş katlı bina, bienal mekânlarından biri olarak kullanılmak üzere yenilendi.

    Sanatçılar: Abdullah Al Saadi, Willy Aractingi, Karimah Ashadu, Chen Ching-Yuan, Ian Davis, Celina Eceiza, Pélagie Gbaguidi, Rafik Greiss, Jasleen Kaur, Valentin Noujaïm, Marwan Rechmaoui, Stéphanie Saadé, Sara Sadik, Sohail Salem, Elif Saydam, Selma Selman

    Galeri 77

    Karaköy’de yer alan ve eskiden bir depo olarak hizmet veren bu dört katlı binanın tamamı 18. İstanbul Bienali’nde sergi alanı olarak kullanılıyor.

    Sanatçılar: Haig Aivazian, Ola Hassanain, Mona Marzouk, Dilek Winchester

    Muradiye Han

    Tamamlandığı 1914 yılından itibaren Karaköy ticaret hayatında önemli bir yer tutan bina, İstanbul’un işgali sırasında Fransız askeri güçleri tarafından kullanılmış ve Muradiye Karakolu olarak anılmaya başlamış. 2021 yılında restorasyon gören binanın zemin katında bienal kapsamında bir yerleştirme sergileniyor.

    Sanatçı: Ana Alenso

    Galata Rum Okulu

    1885’te inşa edilen ve resmi olarak 1910 yılından 1988 yılına kadar Galata’daki Rum cemaatine eğitim kurumu olarak hizmet veren bina, 2012 yılında bir kültür-sanat mekânı olarak yeniden işlevlendirildi. İstanbul Tasarım Bienali’ne (2012, 2014, 2016), İstanbul Bienali’nin geçmiş edisyonlarından birkaçına (2013, 2015, 2017) ve çeşitli sergilere evsahipliği yapan okul, 2019–2023 arasında geçirdiği kapsamlı restorasyonun ardından bu yıl yeniden bienal mekânları arasına katılıyor.

    Sanatçılar: Nolan Oswald Dennis, İpek Duben, Ali Eyal, Simone Fattal, Lou Fauroux, Lungiswa Gqunta, Kongkee, Seta Manoukian, Merve Mepa, Naomi Rincón-Gallardo, Ana Vaz, Akram Zaatari, Ayman Zedani

    18. İstanbul Bienali’nin kamusal programları

    18. İstanbul Bienali’nin açılış haftasındaki kamusal programı performanslardan gösteri ve canlı etkinliklere uzanan geniş bir seçki sunuyor.

    Selma Selman’ın ailesiyle birlikte gerçekleştirdiği, hurda elektroniklerden altın elde etme aşamalarını ele aldığı performansı Anakartlar, önizleme günleri sırasında İstanbul Modern’de görülebilecek. Performansın sonucunda elde edilecek altın, bir kaşığa dönüştürülerek heykel niteliği kazanacak ve etrafındaki yüzü aşkın parçalanmış bilgisayardan geriye kalanlarla birlikte Zihni Han’daki sergi alanına yerleşecek.

    Alex Baczyński-Jenkins, Arter Karbon’daki İsimsiz (Ufku Yakalamak) adlı dayanıklılık temelli dans performansında, “kare adım” diye bilinen dans figürünü kullanıyor. Dans, günlerce süren partilerin, cenaze ve ayaklanmaların anıları arasında salınıyor. Performans, 20 Eylül Cumartesi 12.00-15.00 arasında Arter Karbon’da izlenebilir.

    Bir monolog hâlinde sahnelenen Demek çok üzgünsünüz, öyle mi? ya da Çukur adlı performans, Lübnan’ın ekonomik ve politik çöküşü esnasında Ahmad Ghossein’in hayatta kalma çabalarını aktarıyor. Sınırlı sayıda izleyici alabilen Bahçe Galata’da düzenlenen bu performans, 21 Eylül Pazar 12.00-12.30 arasında izlenebilir.

    Kamusal program kapsamında yer alan gösterim programındaki filmler spekülatif tarihler, jeopolitik fay hatları ve otokurmaca arasında dolaşıyor.
    – Maxime Hourani’nin Taşlar Yalan Söylemez filmi Louis Auguste Blanqui’nin 1860 Lübnan iç savaşını anımsatan başarısız bir devrimin kozmolojisi hakkında fikir yürüttüğü çalışmalarından yola çıkıyor. Film, 20 Eylül Cumartesi 20.30-21.00 arasında Salt Beyoğlu’nda gösterilecek.
    – Samar Al Summary’nin filmi Her Çıkışın, Arizona’daki bir askeri hava üssünün sağır edici sessizliğinde memleket özlemi ve yerinden edilmişlik duygularıyla hesaplaşıyor.
    – Lawrence Abu Hamdan’ın 45. Paralel adlı filmi, 2010’da ABD-Meksika sınırını geçerek bir can alan mermiden hareketle sınırları ve dron savaşlarını inceliyor.
    – Suneil Sanzgiri, Ulaşılmaz Adres adlı filminde, Angolalı sömürge karşıtı aktivist Sita Valles’in devrimci yaşamı ve kayboluşundan yola çıkarak Hindistan ile Afrika’nın ortak sömürge karşıtı tarihlerini analog yıkıntılar ile dijital restorasyonu bir araya getirerek keşfediyor.

    Her Çıkışın, 45. Paralel ve Ulaşılmaz Adres filmleri, 21 Eylül Pazar 18.00-19.30 arasında arka arkaya Salt Beyoğlu’nda gösterilecek.

    Buluşma ve etkinlikler için ortak bir alan: Zihni Han Kat İki

    Zihni Han’ın ikinci katı, bienal ziyaretçilerinin durup soluklanabileceği ve birlikte vakit geçirebileceği açık bir alan olarak tasarlandı.

    Zihni Han Kat İki, bienal süresince burayı etkinlikleri için kullanmak isteyen herkesin önerilerine açık olacak. Bu mekânda buluşma, sohbet, atölye ya da farklı bir etkinlik düzenlemek isteyenler, önerilerini ist.biennial.zihnihan2@iksv.org adresine iletebilecek. 20 Eylül–23 Kasım tarihleri arasında sürecek program bienal takvimine göre planlanacak, düzenli olarak güncellenecek ve mekânda yer alan karekod üzerinden takip edilebilecek.

    Bu katta ayrıca sergiye doğrudan ya da dolaylı olarak temas eden kitaplardan oluşan küçük bir kütüphane de yer alıyor. Ziyaretçiler kitapları inceleyebilecek ve kütüphaneye katkıda bulunabilecek; böylece kütüphane ortak bir kaynak olarak büyümeyi sürdürecek.

    18. İstanbul Bienal’i için detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Related Posts

    Güvenç Özel’in ‘Neuroflux’ı Contemporary Istanbul’a Damgasını Vurdu!

    26 Eylül 2025

    AWC Contemporary, Contemporary Istanbul 2025’te!

    24 Eylül 2025

    Contemporary Istanbul 20 Yaşında: Bir Sanat Fuarından Çok Daha Fazlası

    19 Eylül 2025

    Comments are closed.

    SOSYAL MEDYADA ARTKOLİK
    • Facebook'ta Takip Et
    • Twitter'da Takip Et
    • Instagram'da Takip Et
    KÖŞE YAZILARI

    Nazlı Keçili: Sanat ile bilim ilişkisi

    Sanat ile bilim arasında nasıl bir ilişki var? Bilim ile sanat birbirini nasıl etkiliyor veya…

    Nazlı Keçili: Çinli muhalif sanatçıların eserlerine sansür!

    Nazlı Keçili: New York’ta çok özel bir sergi

    Nazlı Keçili: Birleşik Krallık kraliçeleri sergide buluştu

    ATOLYE ve SEMİNERLERİMİZ
    Atölye ve Seminer

    Sanat Tarihini Şekillendiren Kadınlar

    Sanat Tarihini Şekillendiren Kadınlar Danışman: Buket Şakarcan Yer: Artisan MGallery, İstanbul / Gümüşsuyu Tarih: 21 Ekim…

    Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Mimariye Bakış: Saraylar, Hanlar, Apartmanlar, Yalılar…

    Sanat Tarihinde Yeniden Doğuş: Umut ve Çiçeklenme

    Osmanlı’da İki Mimarın İzinden: D’Aronco & Vallaury

    Sanat Tarihi’nin En Büyük Aşkları ve Eserler Yansıması

    ARTKOLİK KİMDİR?
    ARTKOLİK KİMDİR?

    Artkolik

    Artkolik, kültür ve sanatı daha ulaşılabilir kılmak amacıyla, 2012 yılında Nazlı Keçili tarafından kurulmuştur. Çok yönlü bir sanat platformu olan Artkolik, dijital ve yazılı medya üzerinden, sanatın her dalında dolaşmayı hedeflemektedir.

    BİZİ TAKİP EDİN!

    Facebook X (Twitter) Instagram
    POPÜLER HABERLER

    Suzanne Lacy’nin Birlikte/Togæther sergisi Sakıp Sabancı Müzesi’nde açıldı!

    Heykel sanatçısı Nilhan Sesalan’ın sergisi İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde
!

    Güvenç Özel’in ‘Neuroflux’ı Contemporary Istanbul’a Damgasını Vurdu!

    BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN
    Haftalık sanat bültenlerimizin size de ulaşması için
    e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.
    Copyright © 2025. Artkolik - Tüm hakları saklıdır
    • Hakkımızda
    • Site Haritası
    • İletişim

    Yukarıya yazın ve aramak için Enter tuşuna basın. İptal etmek için Esc tuşuna basın.