Özellikle bugün Artkolik’te klasik müzik konusunda yorum yapan beyefendiyi dinledim. Gerçekten tecrübeli, çok üstat birisi. Zaten televizyonda da programlarını seyrediyorum. İlginç bir şey söyledi. Dedi ki: ‘’2021 yılına kadar bütün festivaller iptal edildi.’’ Bakın ertelendi değil. Bu ne demek biliyor musunuz? 2021 yılına kadar bilinmeyen bir zaman için bana sorarsanız sadece festivaller değil birçok şey yani yaşantımız içerisindeki %70 belki %80 belki de %90 aktiviteler, eğlenceler, işler, para kazanma şansları her şey iptal edilebilecek ve bu olabilecek. Ve 2021 yılını da size kimse garanti etmeyecek. Bugün ne yazık ki televizyonlarda, gazetelerde ve her türlü sosyal mecrada mikropla ilgili birçok husus üzerine değerlendirmeler yapılıyor. Ve bu mikrobun ne kadar iğrenç ve rezil bir mikrop olduğu anlatılıyor, anlatılıyor, anlatılıyor. Ne yazık ki bunlar anlatılırken bir gün bu mikrop yok olup da sonu gelirse bu hayatlar dünyada nasıl devam edecek bunu söyleyen yok, anlatan yok, buna çare bulan yok, buna alternatif getiren yok. Velhasıl sanki bir sihirli değnek bu mikrop biter bitmez hop diye hareket edecek ve eski günlere döneceğiz. Eskiden yaşadığımız statüyü, eskiden yaşadığımız ambiyansı, eskiden yaşadığımız iş dünyasını, eskiden yaşadığımız turizm ilişkilerini, eskiden yaşadığımız her şeyi sanki yeniden yaşayacağız, nerede bırakmışsak. Bu doğru değil insanlar! bu doğru değil! Tam aksine hiçbir zaman yaşamadığımız ve hiçbir zaman hayal dahi edemeyeceğimiz hatta düşünemeyeceğimiz bir statü içerisinde bu illet mikrop geldi bizi buldu. Ben temenni ediyorum ki bu mikrobun geliş şeklini uzmanlar, erbaplar, doktorlar, araştırmacılar bulsunlar ve bu bir insan tarafından mı yaratıldı bir ülke tarafından mı yaratıldı, bir ülkenin hataları neticesinde mi yaratıldı. Diğer ülkelerin kullanmadıkları, yemedikleri, içmedikleri felaket hayvanları yiyen özel bir ülke tarafından mı başımıza bela edildi. Bunların mutlaka tespit edilmesi ve bu hangi ya da ne şekilde başımıza bela edilmişse o toplum veya ülke hakkında mutlaka ve mutlaka gerekli olan diğer memleketlerin tavırları, sert, hesap sorar gerekirse tazminat ister halinde olmalıdır. Çünkü bu mikrop sadece insanları eve kapatıp, hasta edip, maalesef vefat edecekler edecek kalanlar bizimdir şeklinde bitecek bir iş değil. Bu mikrop dünyanın bütün medeni seviyeleri gelişmiş olanların hepsinin değişimine sebep olacak bir mikrop. Bundan sonra iş yerlerinde bu kadar adam çalışmayacak bugüne kadar çalıştığı gibi. Bundan sonra vasıtalar, otomobiller birçok özveride bulunarak sistemlerini değiştirmek mecburiyetinde kalacaklar. Bundan sonra çarşılarda insanlar alışveriş için dolaşmayacak çünkü para olmayacak. Para sıkıntısı başlayacak, kazanma sıkıntısı başlayacak çünkü insanlar para kazanamayacaklar. Yeni sistem, çağdaş sistem bundan sonraki gelecek ne sistemiyse o sistem oturuncaya ve insanlar ona alışıncaya kadar normal bir hayata hiçbirimiz geçmesinin mümkün olmayacağını buradan açık seçik söylemek istiyorum. Bunu kimse söylemiyor, kimse üzerinde durmuyor sadece geçiştiriyorlar. Zannediyorlar ki o hadiseleri geçiştirerek, o gün gelince de çaresini düşünürüz mantığı ile.
Bakın ben özellikle medyaya mesaj vermek istiyorum. Beyefendiler, gazete mevhumu ortadan kalkacak, kalkacak derken kapanacak demedim kalkacak dedim. Yani 10.000 satan belki 1000 satacak belki 100 satacak, sembolik olarak kalacak. Sosyal medya çok daha teferruatlı bir hale ve biçime dönecek ve insanların çok işine yarar bir hale gelecek. Bugün deneme aşamalarında olan şoförsüz vasıtalar, otomobiller belki çok daha suratlı bir biçimde devreye girecek. Bugün hastanelerde kullanılan ilaçlar, kullanılan aletler, tavır ve hareketler her şey değişecek. Bugün yaşadığımız statüde sağlık ve yaşam şeklimiz, gıda ihtiyaçlarımızı giderme şeklimizde değişip çok farklı boyutlara gelecek. Ne olacak diye sorarsanız bunu ben de bilmiyorum. Ama çok farklı şeyler yaşayacağımızı açık ve söyleyeyim, görüyorum.
Bazen rüyalarımıza girer. Hatta deriz ki astral seyahatler yaparız. Başka dünyalara gideriz, çok gelişmiş dünyalarda uçan vasıtalar, tek tip acayip kıyafetli insanları görürüz, vesaire vesaire. Belki bunların hepsini zaman içerisinde yaşayacağız. Nasıl bir tarihte bizim gençliğimize denk gelen deniz altında 20.000 fersah romanı hatta filmindeki Jules Verne’in yarattığını meşhur Kaptan Nemo, aylarca hatta senelerce denizaltında denizin dibine tekneyi oturtup, dışarı çıkıp içinde yaşayanlar, denizaltını tarla olarak kullanıp, orada bitkileri yetiştirip, teknenin içine dönerek onları pişirip yiyerek yaşamaktaydılar. Bugün atom denizaltıları aşağı yukarı aynı seviyede belki de daha ileri seviyede faaliyet göstermektedirler. Belki yarın bunlar da değişecektir ve o uzay filmlerindeki inanılmaz insanlar, atılgan gemileri bunların hepsi çok daha suratlı bir biçimde devreye girecektir. Uçaklar düşünüyorlardı, dünya seyahatini yani bütün dünyayı dolaşma süresini çok kısa inanılmaz zamanlara indirecek, belki bunları yaşayacağız. Belki bir tarihte hepimizin büyük aşkı olan Concorde uçakları çok daha geliştirilmiş bir şekilde belki yeniden devreye girecek ve zaman mevhumu muhteşem bir biçimde, çok ciddi bir biçimde kısalacak, kısalacak, kısalacak…
Bunları anlatırken şunu da ifade etmek istiyorum ki insanlarımız, medeni insanlarımız artık bu virüs meselesinden kurtulma dönemine inşallah girdiğimizi varsayarak hiç olmazsa bu dönemde gelecekte ne olacağını ve insanların neler yapması lazım geldiğini, nasıl bir hayat olabileceğini, ekmek paralarını nasıl kazanabileceklerini ustalarca, akıllı insanlarca, bu işleri bilen tecrübeli insanlarca, insanlara topluma yavaş yavaş anlatmalılar, sosyal medyada, televizyonlarda, hala çıkmakta olan gazetelerde belirtmeliler ve yol göstermelerinin lazım geldiğini hatırlatmak istiyorum.
İyi haftalar dilerim.
M.Nail Keçili