Sanat eğitimi bireyin hem zihinsel, duygusal, sosyal hem de bedensel özelliklerini kavrayan bir alan. Ve bahsettiğimiz bu alan sanat, günlük yaşama bir anlam ve biçim kazandırma çabası olarak yüzyıllardır aramızda. Sanat yoluyla bireylerin yaratıcı yeteneklerini geliştirmesi ise duygusal ve düşünsel yönlerimizin bize sunduğu bir artı. Bu yüzden insan tam da sanat ve eğitimin ortasında, odağında yer alıyor. Böylesine insan merkezli bir eğitim sisteminde insanlar tek boyutlu olmaktan kurtulur, çok boyutlu bir toplum inşa edilir. Görüldüğü gibi bizler için gereklidir ve sosyal ilişkileri, işbirliği yapmayı, yardımlaşmayı beraberinde ifade edebilmenin en yaratıcı yönlerini gözler önüne serer. Sanat eserlerine olduğu kadar, çevreye ve her türlü görsel nesneye, estetik ölçütlerle yaklaşabiliriz. Ne mutlu ki bugün sanat eğitimi için yaratılan imkanlar hem yurtdışında hem de ülkemizde hiç azımsanmayacak seviye gelmiş durumda… Kendini heyecan verici ve bir o kadar da yaratıcı bir ortamda bulmak isteyenler için size birkaç sanat okulundan bahsedeceğim. Zaten bu işin tutkunuysanız oldukça verimli bir dönem geçireceksiniz demektir… 1837 yılında Londra’nın kalbinde kurulan Royal College of Art dünyanın en eski sanat okullarından biri. Moda tasarımcısı Christopher Bailey, ressam William Blake gibi ünlü isimlerin mezun olduğu okul; görsel sanatlardan haz almayı, takdir etmeyi ve yaratıcılığı sergi, eğitim ve tartışma yoluyla destekler yönde eğitim veriyor. Kurum 2015’ten 2020 yılına kadar da dünyanın en iyi sanat ve tasarım üniversitesi seçilerek eğitimini kanıtlıyor.
MİMARLIK VE MODA ÜZERİNE
Sanatla iç içe olan alanlardan biri de elbette mimarlık. Bu alanda çok sayıda yetkin kurum olmakla beraber benim size bahsetmek istediğim Pratt Institute olacak. 1887 yılında New York’ta kurulan Pratt, Manhattan ve Brooklyn olmak üzere 2 ana kampüste öğrencilere eşsiz bir öğrenme ortamı sunuyor. Öğrenme sürecini ağırlıklı olarak deneyim, tartışma ve araştırma üzerine sürdürmesi öne çıkan özelliklerinden biri. Moda dalında örnek verebileceğim eğitim kurumu ise 1841 yılında dönemin en ünlü terzilerinden Alexis Lavigne tarafından Paris’te kurulan ESMOD. Üstelik kurum 2010 yılından beri İstanbul’da da faaliyet gösteriyor. Moda alanında geleceğini hazırlamak isteyenler için 180 yıllık geçmişe sahip ESMOD her zaman ilginç ve iyi bir seçenek. Ülkemizden verebileceğim en iyi örneklerden ilki ise eskilerin akademi olarak adlandırdığı bizlerin ise Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi olarak bildiğimiz devlet okulumuz olur. Türk sanat tarihinin Atatürk’ü olarak nitelendirebileceğimiz Osman Hamdi Bey’in kurduğu sanat okulu 1882’den beri faaliyetini sürdürüyor. İbrahim Çallı, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Neşe Erdok gibi birbirinden değerli sanatçının mezun olduğu okul bugün hala binlerce mezunu sanat ortamına dahil ediyor. Üstelik okul üniversite çağındaki öğrenciler dışında kurmuş olduğu sürekli eğitim merkezi ile 7’den 70’e her kesime hitap eden sanat eğitimlerini halka sunuyor.
Sadece sanat odaklı eğitim veren okulların yanı sıra, müze ve sanat kurumları da günümüzde eğitim alanında ön plana çıkıyor. Bu konuda ülkemiz sanat kurumları oldukça zengin ve her geçen gün daha yaratıcı etkinliklere imza atıyor. Hem çocuklara hem yetişkinlere hitap eden eğitim programları kurumların bünyesindeki sergilere paralel ve bağımsız olarak organize edilebiliyor. Bireysel ve toplu olarak katılabileceğiniz eğitim programları sayesinde siz müzeyi gezerken çocuklarınız atölyede birbirinden zengin eğitimlere katılabiliyor. Bahsettiğim eğitim programlarını deneyimlemek isterseniz Arter, Pera Müzesi, İstanbul Modern ve Sakıp Sabancı Müzesi bu konuda gerçekten öncü kurumlar. Randevulu sisteme ek olarak müzede bilgi alarak katılabileceğiniz programlar da mevcut. Bireysel katılımın yanı sıra okullar da müzeleri ziyaret ediyor. Pandeminin getirisi dijitale dönüş ise atölyeleri de çevrimiçi ortama taşıyor. Özellikle Arter bulunduğu konum itibariyle herkesin yaratıcı sürecin parçası olabileceği bir ortamı mümkün kılmayı amaçlıyor. Pera Müzesi; çocuklar, gençler ve yetişkinleri sanatla buluşturmak, bir müze bilinci oluşturmak, sanatı ulaşılabilir kılmak amacıyla yorum ve yaratıcılığa dayanan etkinlikler düzenliyor. İstanbul Modern, çağdaş sanatı hemen her yaş grubundan ve kesimden izleyiciyle samimi bir ortamda buluşturup, anlaşılırlığını artırarak herkes için erişilebilir kılarken sanat dünyasının tüm aktörleri için kamusal bir eğitim ve paylaşım platformu oluşturmayı amaçlıyor. Hazır sömestr dönemindeyken şehirde kalan çocuk ve yetişkinler için ziyarete açık müzeler hem fiziki hem de çevrimiçi eğitim programlarıyla dolmaya başladı bile. Her yaş grubuna ve ilgi alanına yönelik farklı içeriğe sahip etkinliklerle tatilinizi verimli hale getirmeniz oldukça kolay ve pratik.