Pazarlayamıyoruz, satamıyoruz bu geçmişten, topraklarımızın değerinden, tarihin, dinlerin bu topraklarda oluşmuş olduğunun ve değerinin farkında değiliz. SA-TA-MI-YO-RUZ! Turizmin en büyük en şaşalı gelirlerinden biri bizim topraklarımızda yatıyor yatıyor yatıyor. Biz ne yapıyoruz? Meryem Ana, gelirse ziyaretçisi kapısı açık, dinlerin oluştuğu Anadolu, gelirse ziyaretçisi, bilirse ziyaretçisi kapımız açık. Tarihi bütünüyle yansıtmak ve bir anda hepsinden bahsetmek dünya literatürüne geçmeye çalışmak hatadır. Tarihin ve topraklarımızın, tarihini teker teker ele alarak teker teker tanıtmamız ve yansıtmamız lazımdır. Bu bugün mü ihmal edilmektedir? Hayır. Dün mü? Hayır. Evvelsi gün mü? Hayır. Evvelki sene mi? Hayır. 20 sene evvel mi? Hayır. 50 sene evvel mi? Hayır. 100 sene evvel mi? Evet. 100 senedir bizim bu değerlerimizin farkında olmadan üzerindeki topraklarda yaşadığımız, Osmanlı’dan büyük bir hatıra, Osmanlı’nın o değerlere o eserlere bakarak uğraş gösterdiği bu toprakları SA-TA-MI-YO-RUZ.
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettiği zaman İstanbul Bizans İmparatorluğu’nun geçmişten bu yana yaşadığı bir sürü badire sebebiyle neredeyse dökülüyordu… Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u işgal ettikten sonra 2 tane çok önemli iş yaptı. Birincisi Osmanlı’da adet olan insanlara karşı, dinlere karşı toleransı burada da uyguladı ve hangi dinden olursanız olun oturduğunuz yer eğer bu şehir ise oturmaya ve burada yaşamaya devam edin. İstediğiniz dininize sahip olarak o dine uygulaması gerekli olarak bütün vecibeleri yerine getirin, serbestsiniz dedi. İkincisi şehri adam etti. Şehri İstanbul o dönemlerde yeniden inşa edilerek, yeniden değerlendirilerek harika bir şekilde bugünkü İstanbul haline geldi. Bugünkü İstanbul ne oldu? Bugünkü İstanbul, maalesef ve maalesef Anadolu’dan gelen serbest yaşam anlayışı içerisinde Anadolu tarafından işgal edildi. Ve bana sorarsanız çok büyük bir günah işlendi. Bu günah bugün mü işlendi? Hayır. Evvelsi gün mü işlendi? Hayır. 50 sene önce mi işlendi? Hayır. 100 sene önce mi işlendi? Evet. 100 sene önce başladı İstanbul’un mafolması. Ve bugünkü gördüğünüz İstanbul haline geldi. Ne yazık ki Çin’in Vuhan şehri Koronavirüs hastalığının doğduğu şehir olması gibi Türkiye’de de bu virüsün öne alınmaz bir hale geldiği şehir İstanbul oldu. Çok yazık çok yazık.
Bakıyorum, dönüyorum tarihimize ve diyorum ki size kardeşim, turizmciler size sesleniyorum bundan sonra hayat değişti, şartlar değişecek öyle Türkiye’nin turistik bölgelerinde otelleri yapıp, kapısına iskemleleri koyup üzerine oturup, müşteri bekleme döneminiz geçti. Artık ekmek aslanın ağzında değil aslanın gırtlağında dolayısıyla alternatif, değişik, farklı turizm anlayışları içerisinde Türkiye’nin sanat değeri çok büyük olan tarihi eserlerini mutlaka ayrı ayrı tanıtılması hususunda yatırım yapın. Yalnız arsanızın ve otelinizi yaptığınız duvarların içerisi sizin değildir! Bütün ülke sizindir! Bu ülkeye siz bakmazsanız, bu ülkedeki turizm değerinin farkında varmazsanız sizin otelleriniz boş kalacaktır. Sizin otellerinize kimse gelmeyecektir! Nitekim siz kendinizi toparlayıncaya kadar, aklınızı da başınıza alıncaya kadar zaten bu yaz 2020 senesinin yazı uçup gidecektir. 2021 Allah Kerim. Yeni anlayış, yeni felsefe, yeni düzen, yeni dünya düzeni ve yeni yeni yeni olan her şeyle birlikte buna adapte olanlar, bunu beraber yaşayabilenler, bu işi vizyonuyla görüp çağdaş fikirlere sahip olabilenler başarılı olacaklardır.
Ülkemizin en büyük hastalıklarından bir tanesi senelerden bu yana gelen spesifik tanıtım eksikliğidir. Bunlar ne yazık ki bir dönem çok müspet bir yola girecekken değişen iktidarlar, değişen felsefe ve anlayışlarla özellikle bu görevlere getirilmiş kişilerin kabiliyetsizliği nedeniyle doğru düzgün yapılamamış. Yapılanlar ise geçmişte kalmıştır. Bugünkü Türkiye’ye gelen Rus turistlerin başarısı, Türkiye’nin o dönemlerde Rusya’da tanıtımı ve yapılan çalışma faaliyetlerinin göstergesidir. Bunu biz bütün dünyada yapabiliriz. Yapabiliriz de kim yapacak kardeşim?
Hayırlı günler dilerim.
Mehmet Nail kEÇİLİ