Heykel Olma Teşebbüsü başlıklı sergi, Walther’in heykeli açık uçlu bir süreç ve eylem olarak yeniden tanımlama çabasının temelini oluşturan aynı adlı eserinden yola çıkarak şekilleniyor. Sanatçının zaman ve mekânda yeni bedensel mevcudiyet biçimleri yaratmaya yönelik süregelen üretimine ışık tutan sergi, Arter’in 4. ve 3. kat galerilerinde izleyiciyle buluşuyor. Sergide yer alan yapıtlar, Walther’in altmış yılı aşkın pratiğinin kavramsal dönüm noktalarını kronolojik olmayan, akışkan bir güzergâh içerisinde bir araya getiriyor.
1960’lardan itibaren ürettiği süreç odaklı çalışmalarıyla izleyiciyi hayal gücü veya bedensel eylemleri aracılığıyla eserin gerçekleştirilmesinde etkin bir rol üstlenmeye davet eden Walther, yaşayan bedeni bir malzemeye dönüştüren yeni bir eser anlayışı ortaya koyuyor. Sanatçının heykelsi nitelikler taşıyan yapıtları iki farklı formda deneyimlenebiliyor: Nesnelerin katlanıp depolandığında aldığı “muhafaza formu” (Lagerform) ve birer “kullanıcı”ya dönüşen izleyiciler tarafından etkinleştirildiğinde kazandığı “eylem formu” (Handlungsform).
Walther’in pratiğinin temel kavramları etrafında kurgulanan Heykel Olma Teşebbüsü sergisi, sanatçının farklı dönemlere ait eser grupları arasında dinamik bir diyalog kurmayı amaçlıyor. Kontur Çizimleri ve Sözcük Resimleri gibi erken dönem kâğıt işleri; malzeme olarak havayı kullanan yastık formları; Yapıt Çizimleri ve 1960’larda üretilen El Nesneleri; mimari ile insan oranlarını birleştiren Katman Çizimleri, Eylem Yolları ve Duvar Oluşumları gibi daha yakın tarihli eserler sergi alanında yan yana geliyor. Ayrıca serginin iki katında, sanatçının anılarını ve düşüncelerini zaman ve mekân bağlamında ele aldığı, çizimler ve elyazısı metinlerden oluşan otobiyografik yapıtı Yıldız Tozu’ndan kapsamlı bir seçki yer alıyor.
Sanatçının 1969’da New York’taki MoMA’da ilk kez gösterilen ikonik eseri Birinci Yapıt Grubu, nesnelliğe meydan okuyan ve anlam üretimini nesneden eylem hâlindeki bedene kaydıran yaklaşımını vurguluyor. Esnek ve giyilebilir bir malzeme olan kumaşın Walther’in pratiğindeki merkezi rolünü gözler önüne seren bu eser, kaidesinden inerek mimariyle ilişkilenen, insan yaşamının gerçekliğine katılan bir heykel anlayışı ortaya koyuyor. Asla sabit olmayan ve tamamlanmayan bu heykel, sayısız şekle ve mevcudiyet biçimine bürünerek, kolektif bir çaba içinde farklı hızlarda yeniden karşımıza çıkıyor.
Heykel Olma Teşebbüsü, 5 Ekim’e kadar Arter’de ziyaret edilebilir.