2015 yılından bu yana, çağdaş sanatın temsilcilerine ev sahipliği yapan Odeabank’ın sanat platformu O’Art, bu kez Akaretler Sıraevler No:55’de sanatseverleri ağırlıyor. Sanatçı CANAN’ın, daha önce hiç sergilenmemiş yapıtlarından oluşan sergide kendi sesinden masal kayıtlarının da dinlenebileceği bir karekodsistemi de kuruldu.
Hayal-i Alem isimli sergiye dair açıklamada bulunan CANAN; “Toplumsal cinsiyet eşitliğine inanan bir insan ve feminist bir sanatçı olarak masalların farklı analiz edilmesi gerektiğine inanıyorum. Hayal-i Alem isimli sergimle masallara farklı bir yorum getirmek istedim. Samimiyetle yorumlanan bir sanatın, karşı tarafa da aynı sıcaklıklav yansıyacağını düşünüyorum. Bu sergide aşk var, kahkaha var, masal var. Ayrıca en önemli ana unsurlardan biri koku var. Dolayısıyla tüm sergi izleyicinin farklı duyularına hitap edecek. Minyatür sanatından ve camaltı resimlerinden, geleneksel el sanatlarından ilham alarak hazırladığım Hayal-i Alem sergisi için büyük heyecan duyuyorum” diye konuştu.
CANAN, sergideki eserlerin yaratım sürecine dair ise şunları söyledi; “Son 3 senedir semboller ve mitolojiler üzerine düşünüyorum. Mitoloji ve masalların aslında kolektif bilinçaltımızda sezgisel olarak bize çok şey söylediğine inanıyorum. Sergi mitolojik, masalsı karakterlerden oluşuyor. Çünkü Hayal-i Alem’in aynı masallardaki gibi imge dünyasını da aynı şekilde işlediğini düşünüyorum. Hayal dünyası öncelikli olarak bizim çocuksu ferahlığımızı sembolize ediyor. Semboller dünyası ise güzellikleri ortaya koyuyor. Sergideki enstalasyonlarda mitolojik karakterler var. Masallardan, tarihsel alanda kolektif bilinçaltının oluşturmuş olduğu mitolojik karakterleri dönüştürerek, yeni masallar ve yeni karakterler yaratıyorum. Bunlar pullu, payetli, kanatlı ve kokulu şeyler. Çünkü izleyicinin farklı duyularına da hitap etmek istiyorum. Bunları 3 boyutlu büyük minyatür heykeller ya da minyatür enstalasyonlar olarak tanımlayabiliriz. Minyatür estetiğinden faydalanmak, pullar, payetler, nakışın işin içine girmesi serginin estetiği açısından da önemli benim için. Sergide hem müzik hem de masallar var. Odalarda yer alan masalları sanatseverler kendi telefonlarından dinleyerek sergiyi gezebiliyorlar.”
Hayal-i Alem sergisinin Küratörü Begüm Güney de sergiyle ilgili olarak şunları söyledi: “CANAN, sergisinde hikayenin en başına dönerek çocuklukta anlatılan masallardan, efsanelerden kurguladığı bir dünyada; kendi dünyasından biriktirdiği her miti ve imgeyi içine yerleştirebildiği, mitolojik karakterlere büründürdüğü bir hayali alem yaratıyor. Kanatlı atlar, bedensiz melekler, yerin altında ve üstünde yaşayan, yarı hayvan yarı insan gerçeküstü yaratıkların yer aldığı bu alemde hayali olan, gerçek olana yansıyor. Parlak kumaşlara ve tüllere incelikle işlenen nakış, pul, payet ve boncuklar, gövdelerinde ve görkemli kanatlarında kullanılan renkli tüyler, süslü metal aksesuarlar ile sağlanan görselliği, geleneksel minyatür estetiğini yücelttiği sembolik bir Doğu mistisizmi taşıyor. Tüm duyuları harekete geçiren müziğin, sesin ve kokunun da dahil edildiği, üç boyutlu minyatür heykel olarak tanımladığımız, kurutulmuş çiçek ve bitkilerin iliştirildiği figürler; mekana güzel kokular yayarak Canan’ın kahkahalarına, kendi sesinden masallarına karışıyor.”
Sergideki ‘Ahu’ isimli eser, gül kokuları içerisinde izleyicinin dileklerini gerçekleştirmeyi vaat ediyor; 12 metrelik bir yılan izleyicinin korkusunu devasa bir güzelliğe çevirirken, hemen karşısında ‘Kokundan Tanırım Seni’ isimli enstalatif bir yapıt yer alıyor. Bu ve benzeri birbirinden çarpıcı enstalasyon çalışmalarının yanı sıra 71 adet minyatürden oluşan ‘büyü’ serisi de ilk defa sanatseverlerle buluşuyor.