Tugberk Selçuk ve GLEM Studio’nun birlikte hayata geçirdiği “Paby’s Garage”, klasik ile modernin, zarafet ile başkaldırının, geçmişin estetiği ile bugünün dilinin çarpıcı bir kesişiminde konumlanıyor.
Bir otomobil galerisini geçici bir sergi alanına dönüştüren bu özgün proje, çini sanatının asırlık sessizliğini, metalin ağırlığı ve sokak kültürünün dürüstlüğüyle yan yana getiriyor. Ortaya çıkan birliktelik, izleyicisini yalnızca bir sergiye değil, sınırları bulanıklaştıran alternatif bir evrene davet ediyor.
Tugberk’in heykelleri ve fikirleriyle birleşen bu kolektif üretim sürecinde; arabesk bir melodi kadar içli, atarlı bir sokak dili kadar dürüst, klasik bir motif kadar tanıdık ve modern bir jest kadar cesur dokunuşlar göze çarpıyor.
“Paby’s Garage”, iki yetenekli çini sanatçısı tarafından kurulan GLEM Studio’nun temelini oluşturan cesur çini yaklaşımının bir uzantısı. Mimar Sinan Üniversitesi’nde yolları kesişen Sanem Vardar İkili ve Simge Selçuk’un hayalinden doğan GLEM Studio, mavi-beyazın zarafetini taşısa da çiniyi klasik sınırlarının dışına çıkarıyor. Bu sergide de aynı yaklaşım, farklı disiplinlerle harmanlanarak devam ediyor.
Sergiye adını veren “Paby”, ünlü bir kültür ikonunun isminden doğan bir kelime oyunu. “Playboy” kelimesindeki harflerle oynanarak türetilen bu isim, aynı zamanda serginin maskotu haline gelen tavşan figürünün de adı. Paby, zaman zaman bir desenin içinde, bazen bir formun ucunda, kimi zaman da yalnızca ruhuyla varlık gösteriyor adeta bu işleri çok beğenmiş ve galerisinde toplamış gibi.
Sergide Tugberk Selçuk’un güçlü metal heykelleri ile GLEM’in zarif ama meydan okuyan çinileri arasında bir diyalog kuruluyor. Burada arabalar sadece arka plan; asıl odak, parçaların birbirine nasıl baktığı, nasıl karşılık verdiği ve birbirini nasıl tamamladığı…
“Paby’s Garage”, Paby’nin dünyayı kendi gözünden yeniden kurma çabası.