Asıl adı Louis-Marie-Julien Viaud olan, İstanbul sevgisiyle ismi Eyüp sırtlarında Haliç’e nazır bir tepeye verilmiş bir Pierre Loti (1850 – 1923) biyografisi.
Meteliksiz kalmış protestan burjuva bir aileye, ablası Marie ve abisi Gustave’dan yıllar sonra doğan, ailenin en küçük çocuğu Loti’nin başka yerleri keşfetme arzusu çok erken yaşta içine işlediğinden, genç yaşta denizcilik kariyerini tercih eder.
İlk seyahatini Ağustos 1868’de Britanya ve Normandiya kıyılarına gerçekleştiren Loti, ardından bir eğitim çalışması kapsamında önce Akdeniz’e gider ve sonrasında Atlantik’i geçer (Ekim 1869-Ağustos 1870). 1870 Savaşı onun Baltık Bölgesi’ne gitmesine neden olur (kış 1870-1871). Güney Amerika (Patagonya) sonrası gittiği Pasifik (Paskalya adası, Polinezya) onun Le Monde illustré için muhabirlik yapmasına imkân sağlar, bu seyahatinden daha sonraki yıllarda yazacağı Loti’nin Evliliği (1880) eseri için de malzeme ve yeni takma adı ile döner: LOTİ. Takma adı muhtemelen Tahiti’deki bir tür zakkum ağacından geliyor. 1873 yılında ise Sipahi’nin Romanı (1881) isimli eserine ilham veren Senegal’e gider.
Hayatının belirleyici dönemi Mayıs-Ağustos 1876’da gittiği Selânik seyahati ve ardından İstanbul seyahatidir (Ağustos 1876- Mart 1877). Genç Çerkez kızı Hatice ile yaşadığı aşk hikâyesi ilk romanı Aziyade’ye (1879) ilham kaynağı olduğu gibi “ikinci vatanı” Türkiye tutkusunu da pekiştirir. Yükseldiği rütbeler ve Adriyatik’te (Karadağ) ve Tonkin’de katıldığı seferler ile beraber, 1880’li yıllar Julien Viaud’ya, (1883 yılında Erkek kardeşim Yves isimli “Breton” romanının ardından) 1886 yılında büyük beğeni toplayan “İzlanda Balıkçısı” ile edebiyat dünyasında şöhreti, aile borçlarını kapatmasını sağlayan parayı, (20 Ekim 1886’da Bordeaux’da Blanche Franc de Ferrière ile) evliliği ve hatta denizcilik hiyerarşisinde yaşayacağı sıkıntıları da beraberinde getirir. Le Figaro’da yayınlanan ve Hue Savaşı’nı eleştiren yazıları, Aralık 1883’te Fransa’ya geri çağrılmasına neden olur. Uzakdoğu’ya, Japonya’ya Mart 1885’te geri dönen Loti’nin bu seyahati bizlere “Madam Krizantem”i (1887) kazandırdı.
Karadan yaptığı yolculuklar ile 1887 ve 1890 yıllarında Romanya’ya, (bkz. Sürgün), Ekim 1887’de ve Mayıs 1890’da İstanbul’a, (Doğudaki Hayalet, 1890), Mart 1889’da diplomat Patenôtre ile Magrib’e (Fas’ta, 1890) gider. 1894 yılında Kutsal Topraklar’a seyahat ettikten sonra (Çöl, Kudüs, Galile) dönüşünde İstanbul’a, oradan Madrid’e (1898), Berlin’e (1899) gider ve 1899-1900 arasında Hindistan’dan başlayan, Myanmar (Rangoon) ve İran’a uzanan (İngilizlersiz Hindistan, 1903; İsfahan’a Doğru, 1904) bir seyahat gerçekleştirir. Hindiçin’de Koramiral Pottier’ye yaver atanan Firkateyn kaptanı Loti, Çin denizlerine (Pekin’in Son Günleri, 1902) ve Japon kıyılarına yelken açar. Dönüş yolunda ise (Kasım-Aralık 1901) Angkor Tapınakları’nda kendine bir gezi hediye eder (on yıl sonra yayımlandı: Angkor’da Bir Hacı, 1912).
Boğaz’daki Vautour Savaş Gemisi’nin komutanlığına atanması ile Loti, çok sevdiği Türkiye’deki en uzun süreli kalışını gerçekleştirir (Eylül 1903-Mart 1905) ve bu süre zarfında tanık olduğu edebi düzenbazlık onu Mutsuz Kadınlar’ı yazmaya iter (1906). Müslüman dünyasına olan ilgisi yadsınamaz. Ocak-Mayıs 1907’de Mısır’a davet edilir (Philae’nin Ölümü, 1909) ve Londra’ya yaptığı ziyaretin ardından 1910 yazında birkaç haftalığına kalmak üzere tekrar İstanbul’a gelir (Doğu’dan Yüce Görüşler).
Gökyüzünün Kızı isimli tiyatro eserinin (Judith Gautier iş birliği ile) New York’ta sahnelenmesi nedeniyle bir kez daha Atlantik’i geçer. 1913 yılında Türkiye’ye dönüş yapan Loti, Balkan Savaşı’nda Türk davasını savunduğu için bu sefer kurtarıcı olarak karşılanır. Yurtdışına son seyahati 1917 yılında İtalya Venedik şehrinedir. I. Dünya Savaşı ise çok sayıda vatansever hikâyesine ilham olmuştur.
1912 baharında yakalandığı hemipleji hastalığı, Loti’nin hayatının son dönemini oldukça yıpratır. Pierre Loti, 10 Haziran 1923 tarihinde Hendaye’deki evinde hayatını kaybeder. 16 Haziran’da gerçekleştirilen ulusal cenaze töreni bugün hâlen istirahat ettiği Saint-Pierre d’Oléron’daki “Maison des Aïeules”de gerçekleştirilir.
1891 yılında Fransız Akademisi’ne seçilen ve 7 Nisan 1892’de kabul edilen, Rusça, İngilizce, İsveççe, Japonca ve Türkçe dillerine çevrilmiş elliden fazla eser ve çok sayıda öykü ve yazının yanı sıra, 1918 yılına kadar tuttuğu günlüğün yazarı olan Pierre Loti’nin hayatı ve eserleri, günümüzde halk tarafından hak edilmiş bir coşkuyla karşılanıyor.
Institut français Turkiye tarafından hazırlanan mobil uygulama “Pierre Loti’nin İzinde İstanbul” tanıtımında geçen Alain Quella-Villéger’in hazırladığı kapsamlı biyografiden alınmıştır.