Royal Akademi, İngiltere’nin en ünlü heykeltıraşlarından biri olan Antony Gormley’nin retrospektif sergisine ev sahipliği yapıyor. Küratörlüğünü Sarah Lea ile birlikte Martin Caiger-Smith’in üstlendiği sergide Gormley’in kendi bedeninden kalıp alarak yaptığı demir, çelik, deniz suyu ve kil de dahil olmak üzere, yıllarca çok çeşitli organik, endüstriyel ve elementel materyal kullanımından oluşan döküm heykelleri yer alıyor. Ayrıca 1970’lerde ve 1980’lerde nadir görülen ilk eserlere ışık tutuyor ve bazı çalışmaları Gormley’e kendi bedenine iş yaratma aracı olarak kullanmasına, cep eskiz defterlerinin ve çizimlerinin bir seçime neden olduğuna dikkat çekiyor. The Guardian’da yayımlanan söyleşisinde, heykelin onu koruyacak bir çatı, etiket ya da kuruma ihtiyaç duymadığını belirtiyor.
Ai Weiwei ve Anselm Kiefer’in izinden giden Anton Gormley, Royal Academi mimarisinin ölçeğini ve ışığını test eden bir dizi çalışma ile akademinin ana galerilerisini devralıyor. Sergi, bir dizi deneyimsel kurulum ile, bazıları yepyeni, bazıları Royal Akademi’nin galerileri için geri kalmış, ziyaretçileri yavaşlamaya ve kendi bedenlerinin farkında olmaya davet ediyor. Sanatçının eserleri kendimizi içsel olarak gözlemlemeye ve kendi varlığının gücünü ortaya çıkarmaya davet ediyor. Öne çıkan eserler arasında ziyaretçilerin kendi yolunu bulduğu yaklaşık 8 kilometrelik, esnek metalden yapılmış, uzayda sürükleyici bir çizim olan Clearing VII ile duvarlarda, zeminde ve tavandan gelen çizimlerle hangi yönden algıladığımızın zorluğuna dikkat çekiyor.
Antony Gormley’in retrospektifi 3 Aralık 2019 tarihine kadar Royal Akademi’de ziyaret edilebilecek.