Mary Cassatt (22 Mayıs 1844, Allegheny City [günümüzde Pittsburgh’un bir parçası], Pensilvanya, ABD – 14 Haziran 1926, Château de Beaufresne, Paris yakınları, Fransa), hayatının büyük bölümünü Paris ve çevresinde geçiren, Empresyonist grubun bir parçası olan Amerikalı bir ressam ve baskı sanatçısıydı. Sanat pratiğinde neredeyse yalnızca çağdaş kadınların gündelik yaşamlarına ve özellikle annelik ve çocuk bakımı temalarına odaklandı.

Bir bankacının kızı olan Cassatt, çocukken ailesiyle birlikte beş yıl boyunca Avrupa’da yaşadı. Philadelphia’da özel sanat dersleri aldı ve 1861–1865 yılları arasında Pennsylvania Güzel Sanatlar Akademisi’ne devam etti. Ancak akademik eğitimi sınırlayıcı bulduğundan, 1866’da daha serbest bir yaklaşımla Jean-Léon Gérôme ve Thomas Couture gibi Avrupa’nın tanınmış sanatçılarıyla çalışmak üzere kıtaya geri döndü. İlk önemli sergisi 1872’de Paris Salonu’nda gerçekleşti ve ardından dört yıl boyunca bu prestijli sergiye düzenli olarak katıldı.
1871’de Avrupa’ya dönen Cassatt, 1872 yılında İtalya’nın Parma kentinde sekiz ay geçirdi; Correggio ve Parmigianino’nun eserlerini inceledi ve Parma Akademisi’nin gravür bölüm başkanı Carlo Raimondi ile çalıştı. 1873’te İspanya, Belçika ve Hollanda’yı ziyaret ederek Velázquez, Rubens ve Frans Hals gibi ustaların eserlerini kopyaladı. Haziran 1874’te Paris’e yerleşen Cassatt, Salon sergilerine düzenli olarak katılmaya başladı. 1877’de ailesi ve kız kardeşi Lydia da ona katıldı. Bu süreçte, Degas ve Manet gibi Fransız avangard sanatçılardan etkilenerek teknik, kompozisyon ve ışık kullanımı konularında sanatını yeniden yapılandırdı. Özellikle Degas’nın teknik önerileri ve yapıcı eleştirileri sayesinde baskı resim alanındaki deneyimlerini derinleştirdi.

Paris’e yerleşen Cassatt, burada kendi stüdyosunu kurdu. Empresyonistlerle ortak bir estetik anlayışa sahipti; özellikle açık hava resimlerinden ve parlak renklerden ilham alıyordu. Bu dönemde Edgar Degas ile yakın bir dostluk geliştirdi. Degas’nın özellikle çizimlerine duyduğu hayranlık, Cassatt’ın sanatına önemli ölçüde etki etti. Onun teşvikiyle 1879’da Empresyonistlerle birlikte sergi açtı ve 1880, 1881 ve 1886 yıllarındaki sergilere de katıldı. Grup içinde yer alan tek Amerikalı sanatçıydı. Degas gibi Cassatt da poz verilmemiş, asimetrik kompozisyonları ve çizim tekniğindeki ustalığıyla öne çıktı. Pastel boya kullanımındaki yenilikçiliğiyle dikkat çeken sanatçı, bu teknikle özgün ve etkileyici eserler üretti.
1870’lerin sonu ve 1880’lerin başında eserlerinde ağırlıklı olarak ailesi (özellikle kız kardeşi Lydia), tiyatro ve opera gibi temalara yer verdi. Zamanla, anne-çocuk teması sanatının merkezi haline geldi ve bu konuyu hem resimlerinde hem pastel çalışmalarında hem de baskılarında sıcaklık ve doğallıkla işledi.
Başlangıçta çoğunlukla yakın çevresindeki kadınları ve çocukları Empresyonist tarzda resmeden Cassatt, 1890’da Paris’te düzenlenen büyük Japon baskı sergisinden derinlemesine etkilendi. Bu etkiler sonucunda, Japon ustaları Utamaro ve Toyokuni’nin izlerini taşıyan, renkli baskılardan oluşan 10 parçalık bir seri hazırladı. Woman Bathing ve The Coiffure gibi eserlerde akvatint, kuru iğne ve yumuşak zemin tekniklerini ustalıkla birleştirdi; formdan çizgi ve desene kayarak baskı sanatında dikkat çekici bir üslup geliştirdi.

Olgunluk döneminde Cassatt’ın en tanınan teması, küçük çocuklara şefkatle bakan anneler oldu. The Child’s Bath (1893) ve Mother and Child (yaklaşık 1899) bu dönemin öne çıkan eserlerindendir. 1894’te Le Mesnil-Théribus’ta bir kır evi satın alarak zamanını Paris ile bu kırsal mekân arasında geçirmeye başladı. 1900’lerin başından itibaren görme yetisinin zayıflaması nedeniyle sanat üretimi azaldı; 1901’de baskı yapmayı, 1914’te ise tamamen çalışmayı bıraktı.

Cassatt, yalnızca bir sanatçı olarak değil, aynı zamanda etkili bir sanat danışmanı olarak da Amerikan sanat sahnesinde önemli bir rol oynadı. Zengin Amerikalı arkadaşlarını ve akrabalarını Empresyonist eserler satın almaya teşvik ederek, kendi eserlerinden öte, Amerikan koleksiyonculuğu üzerinde kalıcı bir etki bıraktı.
Cassatt’ın sanat koleksiyoncularına danışmanlık yapması, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki pek çok kamu ve özel koleksiyonun gelişmesine katkı sağladı. Paris’te geçirdiği ilk yıllardan itibaren hem eski ustaların hem de çağdaşı olan Fransız sanatçılarının eserlerini toplamaya teşvik etti. 1901’de Bay ve Bayan H. O. Havemeyer ile birlikte İtalya ve İspanya’yı kapsayan bir koleksiyon gezisine çıktı. Cassatt, Louisine Elder Havemeyer’i daha gençlik yıllarında tanımıştı; 1873’te henüz 17 yaşındayken onu Degas’nın bir eserini almaya teşvik etmiş, zamanla aralarındaki ilişki derin bir dostluğa dönüşmüştü. Cassatt, Havemeyer koleksiyonunun oluşmasında etkili olmuş ve bu koleksiyonun büyük bir bölümü günümüzde Metropolitan Müzesi’nde sergilenmektedir.

Sanatçının ilerleyen yaşlarında görme bozukluğu ciddi boyutlara ulaştı. 1901’de baskı resim yapmayı bıraktı, 1904’te ise resim çalışmalarını sonlandırdı. I. Dünya Savaşı yıllarını ağırlıklı olarak Grasse’da geçirdi. 1926 yılında Oise bölgesindeki Le Mesnil-Théribus’ta yer alan Château de Beaufresne adlı kır evinde hayatını kaybetti.