Ahmet Doğu İpek’in Başımızda Siyahtan Bir Hâle başlıklı kişisel sergisi, sanatçının 2020–2022 yılları arasında farklı mecraları kullanarak ürettiği eserlerini bir araya getiriyor. Küratörlüğünü Selen Ansen’in üstlendiği sergiye, Arter Yayınları aracılığıyla okurlarla buluşan bir kitap da eşlik ediyor. Sergiyle aynı başlığı taşıyan yayında, Ansen’in metni ile birlikte Cana Bostan, Gökçen Erkılıç ve Nevzat Sayın’ın kaleme aldıkları yazılar da yer alıyor. Ahmet Doğu İpek: Başımızda Siyahtan Bir Hâle başlıklı yayın, Arter Kitabevi’nden satın alınabilir veya kitabevi@arter.org.tr e-posta adresi üzerinden sipariş edilebilir.
Ahmet Doğu İpek’in Arter’de 29 Ocak 2023 tarihine kadar devam eden kişisel sergisi Başımızda Siyahtan Bir Hâle sergisi, ışıksızlık durumundan yola çıkarken bireysel ve kolektif, fiziksel ve duyumsal boyutları buluşturuyor. Sergi bağlamında yayımlanan kitap ise sanatçının doğa olaylarından yola çıkan yapıtlarını, serginin küratörü Selen Ansen’in kaleme aldığı metin ile Cana Bostan, Gökçen Erkılıç ve Nevzat Sayın’ın bu yayın için ürettikleri ve sergiye yayılan düşünme alanlarını İpek’in yapıtlarıyla okuyan denemeleri ışığında ele alıyor.
Tasarımını Ali Emre Doğramacı’nın üstlendiği kitapta, Hadiye Cangökçe, flufoto (Barış Aras ve Elif Çakırlar) ile Sena Nur Taştekne tarafından çekilen sergiden görünüm ve röprodüksiyon fotoğrafları da yer alıyor. Ahmet Doğu İpek: Başımızda Siyahtan Bir Hâle başlıklı kitap, Arter Kitabevi’nden satın alınabilir veya kitabevi@arter.org.tr e-posta adresi üzerinden sipariş edilebilir. Salı-Pazar günleri 11:00-19:00, Perşembe günleri ise 11:00-20:00 saatleri arasında ücretsiz ziyaret edilebilen Arter Kütüphanesi’nde kitabın sayfaları karıştırılabilir.
BAŞIMIZDA SİYAHTAN BİR HÂLE SERGİSİ ARTER’DE DEVAM EDİYOR
Arter’in gün ışığının girmediği -1 katındaki sergi mekânında gerçekleşen Başımızda Siyahtan Bir Hâle başlıklı sergi, ismini Edip Cansever’in “Tragedyalar III” [1964] şiirinin bir dizesinden ödünç alıyor. Sergi, henüz yeni doğmuş ama şimdiden sayısız deneyimle, birçok anlatıyla, geçmişten ve gelecekten sayısız devrimle, ufacık ve devasa ölçekte çokça dönüşümlerle ve irili ufaklı nice yıkımlarla yüklü bir dünya kuruyor. İpek’in yapıtları çoğunlukla figüratif olmakla birlikte, yaşadığımız çağın iklimini soyutlama yoluyla yansıtırken yaşamlarımızı derinden etkileyen küçük ve büyük ölçekli olaylara örtük bir şekilde dikkat de çekiyor. Bu yapıtlar, daha genel bir ifadeyle, ellerimizin veya gözlerimizin kavrayamadığı olguları –gökleri, karanlıkları, yeraltı güçlerini, tektonik hareketleri, gömülü hatıraları, sonsuz küçük, sonsuz büyük, çok uzak ve fazla yakın olanı– görünür kılıp erişebildiğimiz bir ölçeğe taşıyorlar.