Paris ve Dubai’de gerçekleşen satışlarla Birkin modelleri, müzayede piyasasında en yüksek fiyatlı koleksiyon objeleri arasına girdi.
Jane Birkin’e ait Hermès “Birkin” çantaları, dünya genelinde müzayedelerde ilgi odağı olmaya devam ediyor. Bu yaz Paris’te satılan ilk model 8,6 milyon euroya alıcı bularak rekor kırmıştı. 5 Aralık’ta Dubai’de gerçekleştirilen ikinci satışta ise “Birkin Voyageur” modeli 2,45 milyon euroya satıldı ve müzayedede satılan en pahalı ikinci vintage çanta oldu.

Her iki satışta da alıcıların özel koleksiyonerler olması dikkat çekti.
Jane Birkin’in Kendi El Yazısı
2025 içinde müzayedelerde ilgi gören Birkin çantalarından biri, yalnızca fiyatıyla değil içerdiği kişisel detaylarla da moda dünyasının gündemindeydi. Hermès’in Jane Birkin’e hediye ettiği Birkin çantanın astar kısmında, sanatçının el yazısıyla yazdığı notlar ve küçük çizimler yer alıyor. Bu yazılarda “My Birkin bag” gibi ifadeler ve Birkin’in “Jane B.” imzası bulunuyor; ayrıca astarın bir cebinin altında küçük bir kadın figürü çizimi olduğu da görülüyor. Bu tür kişisel işaretler, çantayı klasik bir lüks ürün olmaktan çıkarıp sahibinin karakteriyle bütünleşmiş benzersiz bir koleksiyon parçası hâline getiriyor.

Bir Çantanın Hikayesi
Hermès, 19. yüzyıla uzanan zanaat geleneğiyle biliniyor. Birkin modelinin ortaya çıkışı ise 1980’lerde Jane Birkin ile Hermès’in dönemin kreatif direktörü arasında geçen bir yolculuk hikâyesine dayanıyor. İngiliz oyuncu ve şarkıcı Jane Birkin, o dönemde klasik el çantaları yerine çoğunlukla hasır sepet taşıyordu. Bunun bazı nedenleri vardı: Sepet hafifti, içine her şey sığıyordu ve düzen derdi yoktu. Üstelik Birkin’in doğal, umursamaz, “anti-lüks” estetiğine de tam uyuyordu.
Paris-Londra hattındaki bir uçuşta Birkin, Hermès’in o dönemki CEO’su ve kreatif direktörü Jean-Louis Dumas ile yan yana oturdu. Uçuş sırasında elindeki sepet devrildi; defterler, şişeler, makyaj malzemeleri ve notlar etrafa saçıldı. Birkin, gülerek ama biraz da şikâyet ederek, hem şık hem de gerçekten kullanışlı bir çanta bulamadığını anlattı.

Dumas, bu sohbet sırasında bir not kâğıdına hızlıca bir taslak çizdi. Birkin ihtiyaçlarını anlattı; Dumas taslağı değiştirdi, eklemeler yaptı. Bu küçük uçak eskizi, kısa sürede Hermès atölyelerinde geliştirilen yeni bir modele dönüştü.
1984’te ilk Birkin çantası üretildi ve adını Jane Birkin’den aldı.
“Ustalık İşi” Tasarım Nesnesi
Bugün her Birkin çanta, tek bir zanaatkâr tarafından, sınırlı sayıda ve değerli malzemelerle üretiliyor. Bu nedenle yalnızca bir moda ürünü olarak değil, “ustalık işi” bir tasarım nesnesi olarak görülüyor.
Birkin’lerin mağazalarda sınırlı sayıda bulunması ve belirli modellerin yalnızca özel siparişle üretilmesi, talebi artıran en önemli faktörlerden biri. Müzayedelerdeki rekabet, prestij duygusu ve “bir daha ele geçmez” hissi de fiyatların yükselmesine yol açıyor. Jane Birkin’e ait olması ise bu çantalara ek bir tarihsel ve duygusal bağlam kazandırarak değerini daha da yükseltiyor.
Koleksiyonerler İçin Ne İfade Ediyor?
Birkin çantalar, birçok koleksiyoner için yalnızca lüks bir aksesuar değil; aynı zamanda tasarım tarihi açısından referans kabul edilen, değerini zamanla çoğu kez koruyan ve kimi örneklerde artan bir koleksiyon objesi olarak görülüyor. Bu nedenle müzayede kataloglarında sanat eserlerinin ve nadir antikaların yanında yer bulabiliyor.
Son satışlarla birlikte Birkin modelleri, moda dünyasından çıkıp müzayede piyasasında ayrı bir başlık olarak ele alınmaya başlandı. Uzmanlara göre, nadirlik, hikâye, zanaat ve koleksiyon kültürü bir araya geldiğinde bu rekorların devam etmesi sürpriz olmayacak.
