Christo (13 Haziran 1935, Gabrovo, Bulgaristan – 31 Mayıs 2020, New York, ABD) ve Jeanne-Claude (13 Haziran 1935, Kazablanka, Fas – 18 Kasım 2009, New York, ABD), özellikle geçici ve büyük ölçekli açık hava enstalasyonlarıyla tanınan çevresel heykel sanatçılarıydı. Kumaş, plastik gibi sıradan malzemelerle gerçekleştirdikleri projeler, kamusal alanla sanat arasındaki sınırları sorgularken izleyiciyi de bu sorgulamaya dahil etti.
Sanat eğitimine Sofya’daki Güzel Sanatlar Akademisi’nde başlayan Christo, 1956’da Macar Devrimi sonrası Prag’a, ardından Viyana, İsviçre ve nihayet Paris’e geçti. Burada, portre sanatçılığı yaptığı dönemde Jeanne-Claude ile tanıştı ve 1959’da evlendiler. Başlangıçta Christo’nun projelerinde organizasyonel destek sağlayan Jeanne-Claude, zamanla yaratıcı süreçte de aktif rol aldı ve her projenin eşit ortağı olarak anılmaya başlandı. 1964’te New York’a taşınan çiftin çalışmaları, geleneksel sanat anlayışına karşı geliştirilen İtalyan Arte Povera hareketiyle ilişkilendirildi.
İkilinin sanat pratiği, ilk başta kutu, şişe ve çeşitli nesnelerin kumaş veya plastikle sarılmasıyla başladı. Zamanla projeleri kamusal alanlara yayıldı ve dikkat çeken boyutlara ulaştı. 1960’ların başında Köln’de gerçekleştirdikleri Dockside Packages ve Paris’teki Iron Curtain – Wall of Oil Drums projeleri, Christo ve Jeanne-Claude’un imzasını taşıyan ilk büyük ölçekli işlerdi. 1968’de New York’ta Corridor Store Front adlı enstalasyonu sundular ve aynı yıl içinde Minneapolis’te devasa bir hava paketi uçurdular; İsviçre, Chicago ve İtalya’da çeşitli binaları sardılar.

1970’ler ve 80’lerde gerçekleştirdikleri Valley Curtain (1972, Colorado), Running Fence (1976, Kaliforniya) ve Surrounded Islands (1983, Florida) gibi projelerle daha geniş kitlelere ulaştılar. 1985’te Paris’in tarihi Pont Neuf köprüsünü bej renkte bir kumaşla sararak şehirle sanat arasında geçici ama etkileyici bir bağ kurdular. 1991 yılında Japonya’daki Sato Nehri vadisine mavi, Kaliforniya’daki Tejon Geçidi’ne ise sarı dev şemsiyeler yerleştirerek iki farklı kıtada eş zamanlı bir enstalasyon gerçekleştirdiler. Bu projeleri, 1995 yılında Berlin’deki Reichstag binasını metalik gümüş kumaşla sarmaları izledi. Aynı yıl Japonya Sanat Derneği tarafından heykel dalında Praemium Imperiale ödülüne layık görüldüler.

2005 yılında New York’taki Central Park’ta hayata geçirdikleri The Gates adlı projeleri, parkın 37 kilometrelik yürüyüş yollarına yerleştirilen 7.503 safran rengi kumaş panelli çelik kapıdan oluşuyordu ve 16 gün boyunca dört milyondan fazla ziyaretçiyi ağırladı. Jeanne-Claude’un 2009’daki ölümünün ardından Christo, ortak projeleri tek başına gerçekleştirmeye devam etti. Almanya’da Big Air Package (2013) adlı çalışmasında dev bir kumaş kubbeyi Gasometer Oberhausen’in içinde şişirdi. 2016’da İtalya’daki Iseo Gölü üzerinde iki adayı birbirine bağlayan yüzen yürüyüş yolu projesi The Floating Piers ile geniş yankı uyandırdı. 2018’de ise Londra’daki Serpentine Gölü üzerine varillerle inşa edilen The London Mastaba ile kamuoyunun gündemine geldi.

Christo’nun 2020’deki ölümünden sonra, çiftin 1962’de tasarladığı L’Arc de Triomphe, Wrapped projesi 2021 yılında hayata geçirildi. Paris’in simgesi haline gelmiş Zafer Takı, geçici olarak gümüş-mavi bir kumaşla sarıldı ve kırmızı iplerle bağlandı; proje hem bir anma hem de sanat tarihine bir veda niteliğindeydi.

Christo ve Jeanne-Claude’un eserleri, yalnızca estetik değil, aynı zamanda sosyopolitik sorulara da yanıt arayan yapısıyla dikkat çekti. Her projenin inşa süreci, çevresel etki analizleri ve resmi izinlerle birlikte yıllarca sürebiliyordu. Projeler için kendi finansmanlarını sağlayan çift, çizim ve maketleri satarak bağımsızlıklarını korudu. Malzemeler genellikle proje sonunda bağışlandı ya da geri dönüştürüldü. Bazı projeler, örneğin Arkansas Nehri üzerinde gerçekleştirilmesi planlanan Over the River, yoğun muhalefet ve uzun süren hukuki süreçler nedeniyle ertelendi; Christo bu projeyi 2017’de, Donald Trump’ın başkanlığına karşı bir protesto olarak iptal etti.

Christo ve Jeanne-Claude, kamusal alanı dönüştüren geçici ama güçlü sanat eserleriyle, sanatın yalnızca galerilere ya da müzelere ait olmadığını gösterdi. Christo ve Jeanne-Claude, yalnızca fiziksel mekanı değil, izleyicilerin sanatla kurduğu ilişkiyi de dönüştüren, çağdaş sanat tarihinde iz bırakmış bir ikili olarak anılıyor.