Fondation Louis Vuitton, 20. ve 21. yüzyılın en etkili sanatçılarından biri olan David Hockney için, ölçeği ve özgünlüğüyle benzersiz bir sergiye ev sahipliği yapıyor.
9 Nisan – 31 Ağustos 2025 tarihleri arasında gerçekleşecek bu kapsamlı sergi, uluslararası müzeler, kurumsal koleksiyonlar ve özel koleksiyonlardan eserlerin yanı sıra sanatçının kendi stüdyosundan ve Vakfından gelen yapıtları da içeren 400’den fazla eseri bir araya getirecek. 1955’ten 2025’e uzanan bu büyük retrospektif, yağlı boya ve akrilik resimler, mürekkep, kalem ve kömür çizimleri, dijital sanat (iPhone ve iPad çalışmaları, fotoğrafik çizimler) ve sürükleyici video enstalasyonları gibi farklı medyalarda üretilmiş eserleri barındıracak.
Operaya olan tutkusu bilinen David Hockney, 1970’lerden bu yana yarattığı sahne tasarımlarını 59 Studio ile birlikte yeni bir polifonik yaratımda yeniden yorumlamaya hazırlanıyor. Ziyaretçiler, Fondation Louis Vuitton’un en büyük sergi alanı olan Galeri 10’da, bu etkileyici müzikal ve görsel deneyime dalma fırsatı bulacaklar.
Serginin daha samimi bir atmosfer sunan son bölümü, Hockney’nin Temmuz 2023’ten bu yana Londra’da ürettiği en yeni eserlerini içerecek. After Munch: Less is Known than People Think (2023), ve After Blake: Less is Known than People Think (2024) isimli bu gizemli resimler, Edvard Munch ve William Blake’ten ilham alıyor: Sanatçının astronomi, tarih ve coğrafyanın maneviyatla kesişimine dair düşüncelerini yansıtan bu serinin içinde, kendi son otoportresine de yer verilecek.
David Hockney, serginin her aşamasına kişisel olarak dahil oldu. Ortağı ve stüdyo yöneticisi Jean-Pierre Gonçalves de Lima ile birlikte, erken dönem ikonik eserlerini de kapsayarak özellikle son 25 yıla odaklanmayı tercih etti. Asistanı Jonathan Wilkinson ile sürekli bir diyalog içinde kalarak, her serinin kompozisyonuna ve mekân düzenlemesine aktif bir şekilde katıldı.
Bu büyük sergi, sanatçının kariyeri boyunca hem konularını hem de ifade biçimlerini nasıl sürekli olarak yenilediğini gözler önüne serecek. Çizimle başladığı sanatsal yolculuğunu, akademik tekniklere ustalıkla hakim olarak sürdüren Hockney, günümüzde dijital teknolojilerin öncüsü olarak sanatını yeniden tanımlıyor.
Sergi, Fondation Louis Vuitton’un gölet seviyesinde, 1950’lerden 1970’lere kadar uzanan simgesel eserlerle başlayacak. Sanatçının Bradford’daki erken dönem çalışmalarından Portrait of My Father (1955), Londra yıllarına ve ardından Kaliforniya’daki ikonik eserlerine uzanan bu bölümde, A Bigger Splash (1967) ve Portrait of an Artist Pool with Two Figures (1972) gibi ünlü yapıtlar yer alacak. Çift portreler serisi ise Mr. and Mrs. Clark and Percy (1970-1971) ile Christopher Isherwood and Don Bachardy (1968) gibi önemli eserlerle temsil edilecek.
Doğa, 1980’lerden itibaren Hockney’nin çalışmalarında giderek daha önemli bir tema haline gelmiştir. A Bigger Grand Canyon (1998) bu eğilimi gözler önüne sererken, sanatçının Avrupa’ya dönerek tanıdık manzaraları keşfetmeye devam ettiği döneme de işaret eder.
Serginin çekirdeğini, sanatçının son 25 yıl içinde Yorkshire, Normandiya ve Londra’da ürettiği eserler oluşturuyor. Bu dönem, Yorkshire doğasının bir kutlamasıyla başlıyor: sanatçı, May Blossom on the Roman Road (2009) adlı eserinde baharın canlılığını yakalıyor. Değişen mevsimlere dair gözlemleri ise, Tate tarafından ödünç verilen anıtsal kış manzarası Bigger Trees near Warter or/ou Peinture sur le Motif pour le Nouvel Age Post-Photographique (2007) ile doruk noktasına ulaşıyor.
Aynı dönemde, Hockney arkadaşlarını ve akrabalarını akrilik veya iPad üzerinde resmetmeye devam ederken, otoportre çalışmalarına da ağırlık verdi. Serginin bu bölümünde yaklaşık 60 portre ve “çiçek portreleri” sergilenecek. Dijital bir tablette yaratılan ancak geleneksel çerçeveler içinde sunulan bu eserler, özgün bir etki yaratıyor. Özellikle Looking at the Flowers (2022) adlı eser, bu teknik farkı vurgulayan örneklerden biri olarak öne çıkıyor.
Bu eşsiz sergi, David Hockney’nin yetmiş yılı aşkın süredir süregelen yaratıcı dünyasını keşfetmek isteyen sanatseverlere unutulmaz bir deneyim sunacak.