Gerilla Girls, 40 yıl sonra hala burada; hala maskeli, hala anonim ve hala kimsenin sormaya cesaret edemediği soruları sormaya devam ediyor.
1985’te feminist aktivistlerden oluşan anonim kolektif Gerilla Girls, sanat dünyasını temellerinden sarsan provokatif bir soru sordu: “Irkçılık ve cinsiyetçilik artık moda olmazsa, sanat koleksiyonunuz ne kadar değer kazanacak?” Bu cesur ifade, sanat endüstrisinde beyaz erkek sanatçılara verilen orantısız değeri sorgularken, renkli ve kadın sanatçıların göz ardı edilmesine meydan okuyordu.
2025’e gelindiğinde, Gerilla Girls, sanat endüstrisine yönelik eleştirilerini ve sert mizahını Hannah Traore Galerisi’nde düzenlenen Discrimi-NATION sergisiyle bir kez daha gün yüzüne çıkardı. 40. yıl dönümünü kutlayan Gerilla Girls, Discrimi-NATION ile hem bir retrospektif sunarak geçmiş mücadelesini hatırlattı hem de sanat dünyasındaki kalıcı eşitsizliklere dikkat çekerek harekete geçmeye çağırdı.
Gerilla Girls, 40 yıldır sanat dünyasının en önemli vicdanı olarak hareket ediyor. Sistemik ırkçılık, cinsiyetçilik ve sınıf ayrımcılığını ifşa etmek için cesur grafikler, keskin veriler ve kara mizahı ustalıkla kullanarak kendilerine has bir ütopya yaratıyorlar. Gizemli goril maskeleri ve vurucu, gerçeklere dayalı posterleri, hem tanınabilir hem de anonim olmalarını sağlarken, odak noktasını bireysel sanatçılardan ziyade dile getirdikleri acil mesajlara kaydırıyor.
Sanat dünyasında şöhret ve egonun büyük bir yer tuttuğu bir ortamda, Gerilla Girls’ün kimliklerini açıklamaktan kaçınmaları, seslerini marjinalleştirilmiş gruplar adına gücü olan bir kolektif haline getirmekte. Müzeleri, galerileri, müzayede evlerini ve hatta Hollywood’u eleştiren grup, gücün karşısında sessiz kalmayarak posterleriyle şehir duvarlarını kapladı, büyük sergilere katıldı ve eleştirdikleri kurumların içine kadar sızmayı başardı.
Discrimi-NATION, yalnızca bir retrospektif değil; ziyaretçileri ayrıcalık ve önyargı sistemleri içindeki rollerini sorgulamaya zorlayan, dinamik ve tartışma yaratmaya yönelik bir sergiydi. Sergide, Gerilla Girls’ün en ikonik posterleri ile güncel sorunları ele alan yeni eserler bir arada sunularak mesajlarının 80’lerde olduğu kadar bugün de geçerli olduğu vurgulandı.
Serginin öne çıkan temaları şunlardı:
- Sanatta Irk ve Cinsiyet Eşitsizliği: Kadın ve renkli sanatçıların neden önemli koleksiyonlarda ve müzelerde yeterince temsil edilmediğini sorgulayan eserler.
- Sanatın Metalaştırılması: Sanat piyasasının kâr odaklı yapısını eleştiren çalışmalar.
- Kurumsal Hesap Verebilirlik: Sanat dünyasındaki performatif çeşitlilik çabalarının, sembolik jestler ile gerçek sistemsel değişim arasındaki farka dikkat çeken eserler.
Gerilla Girls’ün şehirlere yaydığı posterler, duvar yazıları ve grafik afislerle öne çıkan görsel dili, Discrimi-NATION sergisinde de kendini gösterdi. Sergi, izleyiciyi rahatsız eden, düşündüren ve tartışmaya açan bir deneyim sundu.
Sanat dünyası çeşitlilik ve kapsayıcılık konusunda ilerleme kaydetmiş olsa da, Gerilla Girls bu ilerlemenin gerçekten yapısal bir değişim getirip getirmediğini sorgulamaya devam ediyor. Müzeler ve müzayede evleri kadın ve farklı ırklardan sanatçılara daha fazla yer verdiklerini iddia etseler de, bu değişimin yüzeysel olup olmadığını tartışma konusu yapmaya devam ediyor.