Şiirlere, şarkılara konu olan İstanbul’u kitaplardan okumaktan hoşlananlar için, sayfalarında İstanbul’dan izler taşıyan romanları Artkolik okurları için derledik.
Huzur – Ahmet Hamdi Tanpınar
Mümtaz ile Nuran’ın aşkının çerçevesinde Mümtaz’ın kendisini huzura kavuşturacak “iç nizam” arayışlarına odaklanan roman, İstanbul’u, bu aşkın geçtiği bir şehir olmaktan çok kitabın bir kahramanı olarak konumlandırır. Edebiyat tarihimizde Türk modernizminin öncülerinden olan eserin, 1949 yılından 2004 yılına kadar on üç kez basımı yapılmış, en son Dergah yayınları tarafından yayımlanmıştır.
Kiraze – Solmaz Kamuran
1492 yılında İspanya’dan kovulan binlerce Sefarad Yahudisi’nin çileli yaşam mücadelesinden yüzyıllık bir kesit sunan Kiraze, dönemin Osmanlı ve Avrupa saraylarının dinsel, siyasal ve toplumsal hayatı nasıl etkileyip kontrol ettiğini sergilerken arka planına İstanbul’u alıyor. 1509 İstanbul depreminin de konu edildiği eserde, sultanların ve kralların gerçek yüzleri, Batı, Doğu, Müslüman-Hıristiyan çekişmeleri, ölümcül entrikalar, isyanlar, ayaklanmalar ve yangınlar okuyucuya döneme dair detaylı bir çiziyor. İnkılap Yayınları’ndan çıkan “Kiraze”, bu konuda bir Türk yazarın kaleminden çıkmış ilk roman.
Kadıköyü’nün Romanı – Safiye Erol
1930-40 yılları arasında Kadıköyü’nde yaşayan ve altı gençten oluşan bir grubun, gelenekle batılılık arasındaki kuşaklar arası farklılığın çekişmesine odaklanıyor. Kubbealtı’dan yayımlanan kitap, aşk duygusunu bütün dalgalanmaları ile tahlil ederken, etkileyici tasvirlerle Kadıköy’e odaklanıyor.
Beyoğlu Rapsodisi – Ahmet Ümit
Polisiye severlerin soluksuz okuyacağı Beyoğlu Rapsodisi, Ahmet Ümit’in etkileyici İstanbul tasvirlerini Beyoğlu ekseninde yansıtıyor. Beyoğlu’nda büyümüş üç arkadaşın bir cinayet soruşturması etrafında şekillenen hikayesini anlatan kitap, Beyoğlu’nu, kiliseleri, camileri, sinagogları, hanları, hamamları, bankaları, giyim mağazaları, kitabevleri, meyhaneleri, birahaneleri, şaraphaneleri, kafeleri, kültürevleri, randevuevleri, sinemaları, tiyatroları ve galerileri ile yeryüzünün en büyük tiyatro sahnesi olarak ele alıyor. Everest Yayınları’ndan çıkan Beyoğlu Rapsodisi, okuyuculara gerçek bir kent/kültür rapsodisi sunuyor.
Boğaziçi Şıngır Mıngır – Salah Birsel
İstanbul dendiğinde akla ilk gelen resim şüphesiz boğaziçidir. Salah Birsel’in Sel Yayıncılık etiketiyle okuyucuyla buluşan bu önemli eserini şöyle tanımlar Enes Batur: “Boğaziçi, Dünya Coğrafyasının en güzel kesitlerinden biri. Doğanın, Tarihin ve Şimdiki Zaman’ın benzersiz bir alaşımı. Üzerine çok şey yazıldı iki bin yıldır, ama Salâh Birsel’in “Boğaziçi Şıngır Mıngır”ı başka: Günün her saatinde nasıl renk değiştiriyorsa, Birsel’in üslubu da öyle.”