Pandeminin en büyük hediyesinin dijital dünya olduğu hakkında hepimiz mutabıkız öyle değil mi? Ancak dijital derken nelerden bahsettiğimizin detayını pek de bilmiyoruz. Örneğin son günlerde bir kripto sanat kavramı duyuyoruz. Sanal bir sanat alışverişinden bahsediliyor ama detayları nedir? Nasıl yapılır? Sanat eserini fiziki olarak almadan nasıl sahip olmuyoruz bunların hepsi soru işareti. Bugün biraz bu güncel konudan bahsetmek istiyorum sizlere. Son senelerin Bitcoin, Ethereum gibi popüler blok zincir teknolojisi akabinde çıkan ve hızla büyüme kaydeden bir sanatın blok zincirin ağındaki kripto yanı gizli hali diyebiliriz. Peki, nasıl yapılıyor bu alımlar? NFT açılımı ‘Non fungible token’ yani değiştirilemez jetonlar adı verilen ve dijital bir koleksiyonun varlığını ve sahipliğini doğrulayan elektronik bir sertifika alım satımı diyebiliriz. Değiştirilemez jeton olarak adlandırılan bu teknoloji büyük çoğunlukla dijital sanat eserlerini kripto zincirinde alınabilen ya da satılabilen ürünlere dönüştürüyor. NFT ile satılan ürünler aynı zamanda türünün tek örneği oluyor ve doğrulanabilir varlıklara dönüştüğü için çok yüksek fiyatlara alıcı bulunuyor.
Bitcoin’in veya diğer kripto paraların nasıl bir para karşılığı varsa, NFT’lerin de orjinal bir fotoğraf, sanat formu ya da başka bir fikri mülkiyet olarak karşılığı var. Pratikte olay şöyle işliyor; Siz bir NFT aldığınız zaman başka kimsede olmayan bir dijital sanat formunu (resim, şarkı, video vb. aklınıza ne gelirse) edinmiş oluyorsunuz. Hisse senetleri, Bitcoin ya da doların aksine değiştirilemez olduğu için NFT’ler tek ve benzersizler. Fiziksel dünyadaki koleksiyon parçalarının dijital yansımaları da diyebiliriz bir nevi. Eserlerin eşsiz olarak tescillenmesine imkan evren NFT sanat eserleri dışında spor kartları, internet domain adları, şarkılar, sporcu görüntüleri ve tweetleri dahi NFT satışında yer alabiliyor. Normalde dijital sanat aslında kolayca kopyalanabilirken, NFT’ler alıcının tek sahibi olma gücünü artırıyor. Yani buna dijital bir koleksiyonun varlığını ve sahipliğini doğrulayan elektronik bır sertifika da diyebiliriz. Bu teknoloji en az 2017’den beri piyasada ve aynı zamanda blok zincirinde de çalışan kripto para birimlerindeki patlamanın bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor. NFT’ler, OpenSea gibi açık pazar yerlerinden satın alınabiliniyor. Sanat dışında domain isimleri sanal dünya ile alakalı daha birçok şey bu mecrada satışa sunuluyor.
İLK KRIPTO SANATÇI
İrlandalı sanatçı Kevin Abosch, bu dünyaya giren ilk kripto sanatçı… Blokzincir teknolojisini takip eden bu sanatçının yaptığı bir patates resmini 1.5 milyon dolara satmasıyla tüm dünya onun ismini duydu. Ardından kripto para biriminden ilham alan bir neon heykel yaptı ve blok zincirinde kendi kanını satarak kripto sanat yapan ilk sanatçı ünvanına sahip oldu. Covid-19 salgını nedeniyle birçok kişisel gösterisinin iptal edilmesiyle Abosch, çalışmalarını NFT olarak satmak için bu pazarın mükemmel bir fırsat olduğuna karar verdi. Haftada 1.5 milyon ziyaretçi alan ve Şubat 2021’de 95 milyon dolarlık satış sağlayan tokenlerin en büyük pazarı olan OpenSea’da açık artırma yapmayı planladı. Aylar sonra, fiziksel olarak bir galeriye taşınamayan veya duvara asılamayan tüm sanat eserleri serisinden 2 milyon dolar kar etti ve OpenSea platformundaki en başarılı NFT sanatçı oldu. Abosch, kendisi gibi birçok sanatçının demokratikleştirici doğası nedeniyle NFT teknolojisine çekildiğini düşünüyor ve herkesin oturum açabileceğini belirtiyor. Sanatçılara da çok çekici bir sistem olarak gözüken NFT, pasif para kazanma imkanı veriyor.
Üstelik senelerce kendini gösteremeyen yada pandemi de sergileri iptal edilen sanatçıların işlerini pazarlamaları için çok kolay bir pazar imkanı sunuyor. Ve son olarak 1766’da kurulan ve bugün hala en önemli satışları yapan Christie’s Müzayede Evi’nde geçtiğimiz günlerde tamamen dijital ortamda yapılan bir NFT ile kripto sanat satışından bahsetmek istiyorum. Sanatçı Mike Winkelmann’a ait ‘Everydays: The First 5000 Days’ isimli, son 13.5 yıldır her gün bir parçası yayınlanan 5 bin ayrı çizimden oluşan bir dijital kolaj çalışması 69 milyon dolara satıldı. Dijital sanat eserinin hiçbir fiziksel varlığı yok. “Sanatçının taklit edilemez imzasıyla şifrelenmiş ve blok zincirinde benzersiz bir şekilde tanımlanmış bir NFT eşliğinde” ibaresi ile sanatçı tarafından doğrudan alıcıya teslim edilecek. Gördüğünüz gibi 255 senelik dünyanın en eski müzayede evlerinden biri olan Christie’s bile kripto sanal satışına girmiş olduğuna göre sanat dünyası yepyeni bir sanal rotaya yöneliyor. Nacizane tavsiyem; sanatçı, sanatsever, akademisyen, müzeci, galerici ya da bu dünyada varolmak isteyen herkesin sanatın bu yeni lisanını acilen öğrenmesi gerekiyor.