National Portrait Gallery, fotoğraflarında bir Hollywood divası, ürpertici bir palyaço, bir tren şefi, abartılı botox uygulamarıyla bir sanat koleksiyoncusu, bir kapak kızı ve hatta bir insan-domuz melezi gibi yüzlerce karaktere bürünen Cindy Sherman’ın 40 yıllık çalışmasını 190 eserden oluşan bir sergiyle izleyiciye sunuyor.
Kariyeri boyunca ilginç kostümler, protez, peruk ve bol miktarda makyaj kullanan Sherman; sinema, televizyon, sanat, moda, reklam ve pornografiye atıfta bulunan çalışmalarıyla ünlendi. Tek başına çalışmayı ve çekimdeki her rolü ele almayı tercih eden sanatçı, bu çalışmaların günümüz selfie kültürüyle bağdaştırılmasını istemiyor. Galeri’deki retrospektifinin küratörü Paul Moorhouse’a göre onun çalışmalarını anlamanın en önemli yanı, özçekimlerle ilişki kurulmamasıdır. Bu fotoğrafları Cindy’nin kişiliğinin farklı yönleri olarak benimsemek de başka bir yanılgıyı beraberinde getiriyor. Küratöre göre, bu insanların hepsi Cindy’dir ama bir o kadar da değillerdir.
Oldukça özenli bir şekilde sunulmuş olan sergi, sanatçının 190 eserle görünüş ve gerçeklik arasındaki ilişkiye yaptığı 40 yıllık araştırmayı kapsıyor.
Sherman’ın çığır açan projesi, 1977-80’den “İsimsiz Film Stills”, ilk defa sergide bütünüyle sunuluyor. Çoğunlukla dışarıda çekilen 69 siyah beyaz görüntüde Sherman, Hitckcock, Rossellini ve Godard’ı uyandırarak Amerikan B-filmleri ve film noirlerinden İtalyan gerçekçiliğine kadar çeşitli film türlerine dair kinayeleri çağrıştırıyor.
Sergide ayrıca, Sherman’ın New York stüdyosunun yeniden yapılandırılması, Buffalo Üniversitesi’ndeki öğrencilik yıllarından daha önce hiç sergilenmemiş sahne arkası çekimler ve Stella McCartney ile birlikte oluşturulan “Untitled #602” adlı yeni bir çalışma da yer alıyor. Sergi, 15 Eylül’e kadar ziyaret edilebilir.