Simbart Projects, 9 Aralık Pazar günü, Akaretler Sıraevler’de Şafak Gürboğa’nın “Nerelisin?” isimli tek günlük sergisine ev sahipliği yapıyor.
Olimpik sporcular yetenek, adanmışlık ve güçlü motivasyon niteliklerine sahip figürler olarak, dünyanın en iyisi olmak için yaşamlarını ortaya koyarlar. Yeteneklerini mükemmelleştirmek ve ideal fiziksel formlarını korumak için saatlerce antrenman yapmak zorundadırlar, bu bir atletin günde sekiz saat ve haftada yedi gününü zihnini ve bedenini geliştirmek için harcaması anlamına gelir. Peki ya bir ülke kendisini geliştirmek adına neler yapar? Diğer ülkelerle nasıl yarışır ve bu bir sanatçının gözünden nasıl görünür kılınabilir?
Şafak Gürboğa, “Atletler” ve “Portreler” serilerinde bu soruların ekseninde izleyiciye imajlar sunuyor. Ulusa dair olan sorumluluk, eşitlik, cesaret, hırs ve birlik gibi özellikler, portelerde ulustan bireye doğru inen bir seviyeyi işaret ediyorlar. Diğer bir deyişle totaliterlik ve otorite gibi olgular sadece uluslara ya da devletlere değil, bireyleri işaret eden birer kavram halini alıyorlar. Bu sanatçının total sunumunda, bize inşa edilen kimliklere dair süreci gösteriyor. Bunu kısaca şu şekilde rafine etmek olası: Sahi, Nerelisin?
Atletler ve portrelerde karşı karşıya gelen ikilikler, zıtlıklar ve çelişkilerin üç-boyutlu görselliği ise sanatçının enstalasyonlarında görülebiliyor. İki cepheli çatışmalardaki “gri alanın” önemi ve “gri” rengin neden ulusal temsillerde yer almadığına dair ipuçlarını bizlere iletiyor. Öte yandan, tepedeninmeinşa edilen grup kimlikleriyle şekillenen insanların birbirlerine duydukları nefret, birbirlerine geliştirdikleri dikenleriyle meydan okuyan bitkilerin metafor olarak kullanıldığı çalışmasında izlenebiliyor. Kendini koruma ve tehlike anında karşısındaki zarar verme amaçlı bu “silahlarla”, canlılar bir arada nasıl refah içerisinde yaşayabilecek sorusu tam burada anlam kazanıyor.
Bir sporcunun göğsünde gururla taşıdığı bayrağı, ülkesinden dünyaya yayılan sosyo- politik olayları da içerir. Bu açıdan ülke ve birey kavramları arasındaki ilişki, yakınlıklar ve farklılıklar arasındaki bağlar ilginç sorgulama alanları yaratmaktadır. Şafak Gürboğa bizi bazı önemli sorularla karşı karşıya bırakıyor: Sahi, temsil edilen nedir ve temsil eden kimdir? Bu ikisi arasındaki ilişki ve her ikisinin aktüel durumları neyi/neleri sembolize etmektedir?