Fırat Arapoğlu’nun yaptığı “Daimi Bir Akış” sergisi kapsamında Ahmet Rüstem Ekici’nin “Islak Hacim” isimli serisi 17 Aralık’a kadar Bilsart’ta izleyiciyle buluşuyor.
Islak Hacim
Ahmet Rüstem Ekici, Gynaeceum, Hamam ve Sauna sergilerinin ardından beden ve mimarinin ilişkilerini araştırdığı yeni serisi “Islak hacim” ile deneyim çeşitliliği ile dönüşen mekanlardan biri olan tuvaletlere odaklanıyor.
Mekan ve onu oluşturan elemanların fonksiyonlarını, 3D modelleme, animasyon, hologram, artırılmış gerçeklik ve yapay zeka ile kurguladığı serisinde sanatçı, ıslak hacimlerden biri olan tuvaletleri çoklu bakış ile ele alıyor. Geçmiş, günümüz ve gelecek kurgusu ile mimari planlamaya, desenlere, dönüşen fonksiyonlara ve mimari standartların oluşumuna dair izlerin peşine düşen seri, sanal yüzeyler ile cinsiyet, haz ve kullanım çeşitliliğini sorguluyor. Sergiye ve sergi için hazırlanmış kitapçığa metinleri, sesleri ve suretleri ile Fırat Arapoğlu, Ari Büyüktaş, Jilet Sebahat ve Qubra Uzun eşlik ediyor.
Daimi Bir Akış
“Flux” Latince ve diğer Avrupa dillerinde, “akmak” ve “değişim” anlamlarına sahiptir ve ayrıca İngilizcede “flux” sözcüğü “akı”, “suların kabarması, gel-git”, “sürekli değişiklik” ve medikal anlamda “akma, akış” anlamlarına gelmektedir Flux “bir kavram” olarak tarihsel düşüncede belirli açılardan kronolojik olarak izlenebilmektedir. Herakleitos’un “pante rei” (her şey akar) deyişi ve Hegel’in her şeyin daimi bir akış halinde olduğunu belirterek “Mücadele her şeyin atasıdır” sözü ile diyalektik düşünce yapısını temellendirmesi bu “akışkanlık” halinin felsefe açısından örneklendirilmeleridir ve ayrıca Henri Bergson da evrimin daimi bir akış ve değişim süreci olduğunu belirtmiştir.
Daimi bir akış halinde olma durumunu, cinsiyet ve cinsel kimlik olguları konusunda tespit etmek mümkündür. Bu bağlamda “Daimi Bir Akış” video-gösterim programı Ahmet Rüstem Ekici ve Özlem Şimşek’in çalışmalarıyla akışkan cinsiyet ve cinsel kimlik olgularını masaya yatırıyorlar. Ekici, beden ve mimarinin ilişkilerini görünür kıldığı “Islak hacim” ile deneyim çeşitliliği ile dönüşen mekanlardan biri olan tuvaletlere odaklanıyor. Özlem Şimşek ise sergideki yeni serisinde Türk melodram sinemasındaki imgelere odaklanıyor. Şimşek, böylece akışkanlık bağlamında toplumsal cinsiyet, cinsellik ve arzunun sinemadaki temsil edilme biçimlerine ve bunun benlikleriminiz kuruluşundaki etkileri üzerine sorular üretiyor. Zen düşüncesinde dünya, daimi bir akışkanlık ve değişim içerisindedir. Bu akış ve değişim kavramları, sanatın dünya ile bütünleşmesinin yolunu açmaktadır. Bu açıdan doğal çevre, şans ve değişimin sanatsal yaratıda belirleyici bir etken olmasına neden olur ve “Daimi Bir Akış”, tüm bu olgular üzerine düşünebileceğimiz bir platform yaratma çabası olarak görülebilir.
Fırat Arapoğlu