Close Menu
Artkolik
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Pazar, Temmuz 13
    • İletişim
    Instagram Facebook X (Twitter)
    Artkolik
    • Ana Menü
    • Sanat Haberleri
      • Haber
      • Sergiler
      • Tiyatro
      • Sinema
      • Röportajlar
      • Etkinlik
      • Moda
    • Köşe Yazıları
      • Nail Keçili
      • Nazlı Keçili, Şamdan Plus Özel
    • Proust Serisi
    • BAUSEM Sertifika Programı
    • Atölye ve Seminerler
    • Kültür Gezileri
    • Artkolik Kimdir?
      • Basında Artkolik
    Artkolik
    BuradasınızAna Sayfa»Yazılar»Sanat, Özgür Olduğu Sürece Vardır
    Yazılar

    Sanat, Özgür Olduğu Sürece Vardır

    ArtkolikBy Artkolik6 Ekim 2015Updated:6 Şubat 2019Yorum yapılmamışOkuma Süresi 3 Dakika
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
    Sanat,-Özgür-Olduğu-Sürece-Vardır

    Bir sanatçı eserini “özgürce” yaratabilmek için uzun yıllar mücadele etmiştir. Ortaçağ Avrupası’nda kilisenin etkisiyle gelişen skolastik düşünce, sanatçıların üzerinde tam bir baskı uygulamıştır. Karanlık dönemden aydınlığa “Rönesans”a geçiş uzun bir süreden sonra gerçekleşecektir. “Yeniden Doğuş”tur kelime anlamı… ‘Hümanist’ dünya görüşü ile sanatçılar yeni kimliklerine kavuşurlar. Rönesans insanı, evrenin merkezine yerleşmiş ve doğanın en mükemmel varlığıdır artık… İşte bu dönemde ortaya çıkar sanat dehaları: Leonardo Da Vinci, Michelangelo Buonarroti, Raffaello Sanzio, Tiziano Vecellio, Sandro Boticelli… Leonardo Da Vinci, bir başyapıtı olan “La Gioconda”(Mona Lisa)’yı işte bu özgürlük merdiveninin daha ilk basamaklarındayken yapmıştır. Gülüşündeki gizeminden, duruşuna, ellerine, gözlerindeki bakışına bugün, 21.yüzyıl insanına hayran bırakmaya devam etmektedir “Mona Lisa”… Bu eser, sanatçının kendisini özgürce ifade edebildiği bu dönemin, en büyük başarısıdır. Belki de tam da olmasını istediği gibidir…

    Rönesans ile birlikte başlayan özgürlük mücadelesi 19.yy’a kadar devam eder. İnsanlık tarihi boyunca devam eden kiliselerin, sarayların veya akademizmin katı kurallarının altında ezilen sanatçı, endüstri çağıyla kendi dışında bir amaca hizmet eden konumundan tam özgürlüğe doğru geçiş yapmaktadır. “Empresyonizm” ile başlayan günümüze kadar gelen çeşitli sanat akımları ile birlikte bu mücadele, bugün dahi devam etmektedir aslında…

    “En kirli olanı da sanatçı ile sansür arasındakı ilişkidir. Bir an gelir ve sanatçı sanattan vazgeçer. Sanat tarihinde buna “Ustalık Dönemi” diyoruz…” 1748-1890 yılları arasında, Paris’te “Salon de Paris” sergileri yapılmaktaydı. Dönemin en önemli sanat etkinliğiydi bu sergiler. Fransa’da başarılı olmak; kraliyet tarafından beğenilmek isteyen tüm sanatçılar için “Paris Salonu”’nda yer almak çok önemliydi. 1863 yılına gelindiğinde ise büyük bir atılım gerçekleşti sanatın başkenti Paris’te.. ‘Reddedilenler Salonu’ yaratıldı. Paris Salonu’na jüri tarafından kabul edilmemiş eserlerin sergilendiği yeni bir salon sergisi… “Kırda Öğle Yemeği”, “İzlenim: Gün Doğumu” adlı tablolarıyla bir takım genç ressamların eserlerinin yer aldığı “Reddedilenler Sergisi”..Sanat severleri, dönemin eleştirmenlerini hayrete düşürecek; kabul edilmeyen eserlerdi bunlar. Bu bir avuç cesur sanatçı modern resim sanatındaki ilk büyük devrimci hareketin öncüleri, “Empresyonizm”in kurucuları olan Edouard Manet ve Claude Monet’den başkası değildi. Edgar Degas, Piere-Auguste Renoir, Paul Cezanne, Camille Pisarro ile birlikte, ışığın açık havada yarattığı etkiyi, gündelik hayattan aldıkları konular ile aktarmayı başardılar. Bu büyük yenilik, önlerindeki kuşaklara, Henri Matisse, Pablo Picasso gibi diğer özgün sanatçılara ve yeni akımlara yol gösterici oldu.

    Batı’da yaratılan sanat akımlarının çıkış noktalarına bakıldığında hemen hepsinin temelinde sanatçının “özgürce” kendini ortaya koyma çabasının yattığı görülür. Kurallarla, baskıyla, yasaklarla dolu dönemler, sanat yaşamının gelişmediği; medeniyetten uzak; geri kalmış toplumlar yaratır. “Sanatçı doğanın nabzını elinde tutmalı, onun ritmiyle kendisi arasında bir uyum sağlamalı.” diyen Henri Matisse, nesnenin doğasına aykırı renkleri özgürce kullanmaktan çekinmeyerek insan saçlarında yeşil, kırmızı veya pembe; yüzlerde mor renkleri rahatça kullanabilmiştir. Diğer bir sanat dehası Pablo Picasso “Guernica” adlı eseri ile savaş, şiddet ve acı duygularını resmederken İspanya Kralı IV. Carlos’un ressamı Francisco Goya, kimseden çekinmeden dönemin gerçekliğini yansıtan cesur eserler yaratmıştır. Michalengelo’nun “David” heykeli tüm çıplaklığı ile insanoğlunun gerçekliğini yansıtan diğer bir eserdir. Tüm saldırılara rağmen kimse bu mükemmel eserin üzerini örtemedi yüzyıllarca… İşte gerçek sanat, sansürden korkmaz; etkilenmez. Bilakis, yüzyıllar geçse de onunla ve ona karşı var olur.

    Yazar: BUKET ŞAKARCAN

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Related Posts

    VakıfBank Kültür Yayınları “Türk Tarihinde İz Bırakan Kadınlar”ı yayımladı

    6 Mart 2024

    “Kırılma Noktası: Hikayenin Sonunu Sen Yaz” Mandarin Oriental, Bodrum Kataloğu

    14 Ağustos 2023

    Salvador Dali ve Gala’nın Tatlı Sert Aşk Hikayesi

    22 Ocak 2023

    Comments are closed.

    SOSYAL MEDYADA ARTKOLİK
    • Facebook'ta Takip Et
    • Twitter'da Takip Et
    • Instagram'da Takip Et
    KÖŞE YAZILARI

    Nazlı Keçili: Sanat ile bilim ilişkisi

    Sanat ile bilim arasında nasıl bir ilişki var? Bilim ile sanat birbirini nasıl etkiliyor veya…

    Nazlı Keçili: Çinli muhalif sanatçıların eserlerine sansür!

    Nazlı Keçili: New York’ta çok özel bir sergi

    Nazlı Keçili: Birleşik Krallık kraliçeleri sergide buluştu

    ATOLYE ve SEMİNERLERİMİZ
    Atölye ve Seminer

    Sanat Tarihinde Yeniden Doğuş: Umut ve Çiçeklenme

    Seminer: Sanat Tarihinde Yeniden Doğuş: Umut ve Çiçeklenme Danışman: Buket Şakarcan Tarih: 23-30 Mayıs Süre: 2…

    Osmanlı’da İki Mimarın İzinden: D’Aronco & Vallaury

    Sanat Tarihi’nin En Büyük Aşkları ve Eserler Yansıması

    Artkolik & BAUSEM işbirliği ile Sanat, Kültür Yönetimi ve Kurumlar Modülü Başlıyor !

    Sömestir’da, Superkids sponsorluğunda gerçekleşecek çocuk atölyeleri ile Taviloğlu Koleksiyonu minik ziyaretçileriyle buluşuyor. 

    ARTKOLİK KİMDİR?
    ARTKOLİK KİMDİR?

    Artkolik

    Artkolik, kültür ve sanatı daha ulaşılabilir kılmak amacıyla, 2012 yılında Nazlı Keçili tarafından kurulmuştur. Çok yönlü bir sanat platformu olan Artkolik, dijital ve yazılı medya üzerinden, sanatın her dalında dolaşmayı hedeflemektedir.

    BİZİ TAKİP EDİN!

    Facebook X (Twitter) Instagram
    POPÜLER HABERLER

    Galeri Bosfor, Karaköy’deki Yeni Mekanını “Kölemen 7” Grup Sergisi ile Açıyor

    Zarastro Art’ta Yaz Sezonu Başladı!

    Jane Birkin’in İlk Hermès Çantası Sotheby’s Müzayedesinde 10 Milyon Dolara Satıldı!

    BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN
    Haftalık sanat bültenlerimizin size de ulaşması için
    e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.
    Copyright © 2025. Artkolik - Tüm hakları saklıdır
    • Hakkımızda
    • Site Haritası
    • İletişim

    Yukarıya yazın ve aramak için Enter tuşuna basın. İptal etmek için Esc tuşuna basın.