Casa Foscolo, yalnızca konaklama deneyimi sunan bir yapı değil; aynı zamanda sanatın farklı biçimlerde hayat bulduğu yaşayan bir galeri. Bu özel mekânın sanat programlarının arkasında yer alan MV Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve koleksiyoner Yasemin Vargı Emirdağ ile sanat yöneticisi ve küratör Meriç Aktaş Ateş, mekânın sanata yaklaşımını, Piers Secunda’nın “Ay Işığında Harabeler” sergisini ve Casa Foscolo’nun gelecekteki projelerini Artkolik’e anlattı.

Yasemin Vargı Emirdağ, Piers Secunda ve Meriç Aktaş Ateş

 

Tarihi dokusunu koruyarak çağdaş sanatla buluşturulan Casa Foscolo’da sanatçı işbirliklerinden koleksiyon seçimlerine kadar her detay özenle tasarlanıyor. Bu söyleşide, Piers Secunda’nın “Ay Işığında Harabeler” sergisinden yola çıkarak Casa Foscolo’nun sanat vizyonunu, üretim süreçlerini ve geleceğe dair planlarını konuştuk.

Röportaj: Ayça Ortaer

1. Piers Secunda gibi uluslararası düzeyde bir sanatçıyı davet etme kararınızda sizin için en belirleyici unsurlar neler oldu?

Y.V.E.: Piers Secunda ile 2017 yılında New York’ta bir galeride solo sergisi sırasında tanışma fırsatı bulmuş ve röportaj yapmıştım. Arkeoloji ve tarihe verdiği önem, eserlerinde geçmişin kalıntılarıyla yansıttığı şiirsel bakış açısı ve gerçekleştirdiği seyahatler beni oldukça etkilemişti. Eserlerinin bir çoğunu üretmek için dünyanın çeşitli yerlerinden arkeologlar, fotoğraftçılar, profesorlerle işbirliği yapan bir sanatçı olması da sanatını çok katmanlı kılmakta.

Bir sonraki projesini Efes ve Bergama’da yapmak istediğini öğrenince büyük heyecan duydum. Arkeolojik yapıları incelemek, fotoğraflamak ve yine çeşitli işbirliklerinin desteğiyle kağıt üzerine mürekkep eserler üretmek istiyordu. Casa Foscolo’nun bu eserleri üretmek ve sergilemek için doğru yer olacağını düşündük ve böylece çok keyifli bir üç hafta geçti.

2. Casa Foscolo’nun koleksiyonuna dahil edeceğiniz eserleri seçerken hangi kriterlere özen gösteriyorsunuz?

Y.V.E.: Casa Foscolo’nun koleksiyonu çağdaş sanat alanında geniş bir seçkiye sahip. Benim kişisel koleksiyonuma ait çok sevdiğim eserler ve otele özel seçtiğimiz ve bize özel üretilen yerleştirmeler yer almakta. Eserlerin farklı tekniklerle yapılmış olmasına dikkat ederken, yerli ve yabancı, usta ve genc sanatçılara yer vermek istedik. Eserlerin bu çok yönlülüğü ve çeşitliliğiyle çok katmanlı bir sanat projesi gerçekleşti.  Odalarda, asansörde ve tüm ortak alanlarda sizi karşılayan eserlere rastlayabilirsiniz.

M.A.A.: Casa Foscolo’nun koleksiyonunu oluşturma sürecinde sanatçılar ve galericiler ile uzun bir dönem istişare etme ve üretimlerine tanıklık etme imkanlarımız oldu. Koleksiyona özel üretilen her bir eserin, asım dahil, tüm aşamalarını titizlikle planladık ve takip ettik. Binanın tarihi mimari dokusu ile günümüz sanatının birbiriyle olan diyaloğunu sanat eserleri üzerinden de sürdürmeye devam etmeye çalıştık. Mimarisinin oluşturduğu kültürel miras, ulusal ve uluslararası çağdaş sanat eserleri ile bir araya gelerek, yeni kuşağa devir olan yeni bir kültür mirasını oluşturduğunu düşünüyorum.

3. Planladığınız sonraki sanat programları nelerdir? Uluslararası sanatçı daveti, bienal işbirlikleri gibi projeler olacak mı?

Y.V.E.: Casa Foscolo’da sene içinde belirli aralıklarla sanatçı atölyelerine ev sahipliği yapıyoruz. Yıl içerisinde Melike Kılıç ile “Kağıt Kesme Atölyesi” ve Fırat Neziroğlu ile “Dokuma” atölyelerini gerçekleştirdik. Sanat dünyasının popüler yorumcusu Jerry Gogosian ile sanat sohbetlerini gerçekleştirerek, İngiliz sanatçı Piers Secunda ile misafir sanatçı programını başlattık. Her yıl yeni sanat projelerine ev sahipliği yaparak devam etmeyi düşünüyoruz.

Yasemin Vargı Emirdağ, Piers Secunda ve Meriç Aktaş Ateş

 

4. Mekânın tarihsel kimliği ve bina karakteri ile eserin dili arasında denge sağlamada nelere dikkat edildi?

Y.V.E.: Casa Foscolo’nun 1890 yılına dayanan bir tarihi var. Bu neoklasik yapıyı ve tarihi unsurları koruyarak tekrar hayata döndürdükten sonra Türk ve yabancı sanatçılardan oluşan çok yönlü bir koleksiyon oluşturduk. Geçmişin izlerini taşıyan öğeler ile çağdaş sanat eserleri arasında bir hikaye oluşturmak hedefimizdi.  Mimariyi yalın tutmaya çalışarak sanatsal ve tarihi öğelerin ön planda olmasını istedik. Otele adım attığınız andan itibaren sanat ile iç içe bir mekan olmasına özen gösterdik. Böylece binanın koruma altına aldığımız birçok eskiye ait detayına titizlikle seçtiğimiz eserlerimiz eşlik etmektedir.

5. Proje tamamlandıktan sonra sanat eseri, kurum ve izleyici arasındaki etkileşimi nasıl değerlendirirsiniz?

M.A.A: Sanat eserlerinin hazırlık süreçleri tamamlandıktan sonra gerçekleşen asım süreçlerinde, sanat eserinin mekan ile olan ilişkisinde en dikkat ettiğimiz husus, sanat eserlerinin dekoratif bir unsur haline gelmesini önleyecek asım tekniklerini kullanmamızdır. Bu özen, sanat eserinin kendi içinde taşıdığı öznel gerçeklik, yani sanatçının duygu, düşünce ve deneyimlerinden süzülerek ortaya çıkan kişisel, içsel anlam dünyası sayesinde, izleyicisi ile daha güçlü bir bağ kurmaktadır.