Sanatı daha geniş kitlelerle buluşturma hayaliyle yola çıkan Galeri Selvin, 40. yılını kutladığı bu özel dönemde hem geçmişine ışık tutuyor hem de “İstanbul’da 50 Sanatçı 50 Atölye” kitabıyla Türk çağdaş sanatının belleğine kalıcı bir katkı sunuyor.
Röportaj: Ayça Ortaer
1) Galeri Selvin’in 40 yıllık yolculuğuna baktığınızda, sizi en çok gururlandıran anlar hangileri oldu?
40 yıldır galericilik yaparak sanat dünyasında izler bıraktığımı düşünüyorum. Böyle uzun soluklu bir geçmişte pek çok gurur verici anlar tabii ki yaşadım.
Uluslararası sergilerde Türk sanatçılarını yurtdışında önemli sanat fuarlarında ve galerilerde temsil ederek Türkiye’yi uluslararası platformda sanatçılarımızı başarıyla temsil ettik.
Birçok koleksiyonere ve müzelere önemli işlerin dahil olmasını sağladık.
Birçok etkinlik yaptık. Bunlardan biri 10.yıl kuruluş yıldönümünde yurtdışında yaşayan yabancı sanatçıları topluma tanıtmak ve sanat ortamımızın varlığından yurtdışına bir takım mesajlar iletmek düşüncesinden hareketle “Posta ile Sanat / Mail Art” projesidir. Türkiye’de ilk defa düzenlenen “Posta ile Sanat” Sergisi beş kıtadan gelen çeşitli tekniklerle oluşturdukları yapıtlarını gönderen üç yüz yirmi sanatçı Galeri Selvin’in çatısı altında toplanarak Türk sanatseverleri ile buluşmuştur. Toplanan tüm eserler Belçika’daki “Mail Art” Müzesinin koleksiyonuna Galeri Selvin tarafından gönderilmiştir.
25’e yakın sanat yayınını sanat dünyasına kazandırdık.
“Koleksiyon Bilinci ve Yönetimi” kitabı ile sanat pazarında yaşanan gelişmeleri tüm çıplaklığıyla gözler önüne sererek, rehberlik eden ve düşünmeye zorlayan kaynak bir eser çıkarttık.
“Sanat Art Kunst” isimli gazete ile sanatseverlere Türk ve uluslararası sanat dünyası ile ilgili yazılar sunduk.
Son olarak 50 Türk Plastik Sanatının öncülerinin atölyelerinde çekilmiş fotoğrafların yer aldığı “İstanbul’da 50 Sanatçı 50 Atölye” kitabını sizler ile buluşturuyoruz.
2) Bu süreçte Türk plastik sanatlarının gelişimine nasıl katkılarda bulunduğunuzu düşünüyorsunuz?
Sanatçılara süreklilik sağlayan bir galeri olduğumuzu düşünüyorum.
Özellikle genç ve orta kuşak sanatçılara ilk sergi imkanını sunarak sanat kariyerlerinin temelini atmalarına destek olduk. Aynı zamanda usta sanatçılara düzenli sergi alanı sağlayarak onların üretkenliğini ve görünürlüğünü sürdürmelerine katkı sağlıyoruz.
Türk plastik sanatını uluslararası arenaya taşıdık. Yurtiçindeki sergi ve fuarların yanı sıra, Galeri Selvin olarak Türk sanatçılarının eserlerini uluslararası sanat fuarlarında ve yurtdışı galerilerde tanıtarak Türk plastik sanatının dünya sahnesinde yer bulmasına aracılık ediyoruz.
Estetik değerlere ve sanat diline katkı sağlıyoruz.
Heykel, seramik, resim ve özgün baskı gibi plastik sanat dallarında çağdaş eğilimleri destekleyen ve disiplinlerarası yaklaşımlara açık sergilerle Türkiye’deki estetik anlayışın gelişmesine katkı sunuyoruz.
Koleksiyonerlik kültürünü geliştirmek için çabalıyoruz.
Düzenlediğimiz sergiler,etkinlikler ve yayınlar ile sanatseverleri bilinçlendirerek, çağdaş sanat eserlerinin koleksiyonluk değeri hakkında farkındalık oluşturarak Türkiye’de koleksiyonerliğin yaygınlaşmasına öncülük ediyoruz.
Sanat tarihine tanıklık ediyoruz.
40 yıllık galericilik hayatımda sayısız sanatçının, akımın ve dönemin temsilcisi olmuş, Türkiye’nin sanat tarihine tanıklık eden bir arşiv ve hafıza oluşmuştur. Bu yönüyle Galeri sadece bir sergi alanı değil aynı zamanda kültürel bir kurumdur.
3) İstanbul’da 50 Sanatçı 50 Atölye, bu özel kitabın ortaya çıkış süreci nasıl gelişti? Fikir olarak nasıl doğdu?
2009 yılında İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti olacağı haberi kesinleşince ben de bu çok sevdiğim kent için bir şeyler yapmak istedim.
İstanbul, Türkiye’nin çağdaş sanat ortamının kalbinin attığı bir şehir. Dünyanın pek çok böyle büyük şehirlerinde sanatçıların atölyelerini tanıtan, yazıdan çok görsel zenginliği ön planda olan oldukça hoş kitapların bulunduğunu gözlemlemiştim. Bu tür bir kitap bizim ülkemizde de neden olmasındı?
İstanbul’da yaşayan ve burada atölyeleri bulunan sanatçılardan seçim yaparak bir kitap oluşturma fikri ve hayali ile düşünmeye başladım. İstanbul’a ve sanat ortamına farkındalık yaratma isteğiyle çalışmalar yaptım. Bu fikrimi o günlerde birlikte çalıştığımız galerimin grafik düzenlemelerini yapan Cihat Büyüköner ile paylaştım. O da en az benim kadar heyecanlandı. Hemen beni değerli fotoğraf sanatçımız Cumhur Kaplan ile tanıştırdı. Ve birlikte sekiz kişilik bir ekip kurup projemizi geliştirmeye başladık.
Kitabımızın metnini Sevgili Prof. Dr. Kaya Özsezgin kendine has o özgün diliyle taçlandırdı. Kendisini rahmet ve özlemle anıyoruz.
Kitabımızın tasarımını ve kitabımızın hayata geçmesinde büyük emeği olan yetenekli ve başarılı tasarımcı Engin Kafadar gerçekleştirdi.
4) Kitapta yer alan sanatçıları ve atölyeleri seçerken hangi kriterleri göz önünde bulundurdunuz?
Kitabımız, her biri kendi alanında tanınan ulusal ve uluslararası başarılara ulaşmış 50 sanatçıyı bir araya getirdi. Bu sanatçılarımız akademik eğitim süreçlerini tamamlamış, sayısız mekanlarda sergilere imza atmış, müzelerde işleri olan ve kendi sanatsal dilinde kendini kabul ettirmiş isimlerden oluşuyor. Bu kitapta her sanatçının biyografileri, sanata yaklaşımları, atölyelerindeki doğal ortamları görsel zenginlik ile sunuluyor.
Türkçe ve İngilizce yayınlanan bu eser, sanatı keşfetmek isteyenleri, sanatçılarımızın yaratım süreçlerinin tam ortasına davet ediyor. Ayrıca kitap yalnızca sanatseverler için değil aynı zamanda sanat dünyasında yer almak isteyen yeni kuşak sanatçılar içinde önemli bir referans kaynağı.
Türkiye ve uluslararası alanlarda akademik eğitim görmüş ve ünlü plastik sanatçılarımızın İstanbul’daki atölyelerinden okuyucuya uzanan bir pencere açarak, gerek sanata ilgi duyanları sanatın doğduğu mekanlarla buluşturmak, gerekse ilerideki dönemlerde sanatın kalıcılığını bu değerleri belgeleyerek, Türk plastik sanatına ve onun sanatçılarına bir katkıda bulunmak için bu eserin meydana getirilmesinde önayak olduk.
5) Bu proje, Türk sanatının belgelenmesi ve tanıtımı açısından nasıl bir rol oynuyor?
Türkiye’nin sanatsal gücünü uluslararası düzeyde duyuracak bu çalışma aynı zamanda İstanbul’u dünyaya tanıtan sanatsal bir belge, bir bellek olarak önemli işleri yerine getirecek. Çünkü sanatçılar kendi yaşadıkları çağın gözlemcileri, kayıtçısı ve belgeleyicisidirler.
Kitabımızdaki 50 sanatçı yaş sırasına göre tasniflenmiş (1923-1974) 50 yılı bize gösteriyor.
Galeri Selvin olarak çağdaş sanatın gelişimine katkıda bulunmak, saptamış olduğumuz misyonu yerine getirmek için 40 yıldır pek çok etkinlik gerçekleştirdik. Bu etkinliklerde toplumda sanatın gelişimine anlamlı katkılar sağladığımıza inanıyoruz.
Galeri olarak dileğimiz bir ikinci 50 sanatçı projesini hayata geçirmek.
6) Galeri Selvin olarak sanatçı seçiminde ve sergi programlarında nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz?
Galeri Selvin, 1985 yılından bu yana sanatı tanıtmayı ve yaygınlaştırmayı amaçlayan bir sanat galerisi olarak, sanatçı seçimi ve sergi programında titiz ve çok yönlü bir yaklaşım benimsemektedir. Resim, heykel, özgün baskı ve seramik gibi farklı sanat dallarında eserler sergileyerek, çağdaş sanatın önemli temsilcilerine yer vermektedir.
Galeri Selvin, sanatçı seçiminde sadece ticari kaygıları değil, kültürel ve sanatsal değerlere de odaklanmaktadır. Sanatçılarının yaşamlarına ve sanatlarına tanıklık eden bir galeri olarak, geleceğe aktarılacak kültürel hareketliliği hedeflemektedir. Bu bağlamda, hem Türk sanatçılarından hem de uluslararası sanatçılardan eserler sergileyerek, sanatçılar ve sanatseverler arasında köprü kurmayı amaçlamaktadır.
Galeri Selvin’in sergi programı, farklı sanatçıların eserlerini bir araya getirerek çeşitlilik sunmaktadır. Kendi alanında özgün işler yapan her yaştan sanatçı ile çalışıyoruz. Tüm sergileme ve tanıtım imkanlarını sunarak sanatçının yanında olduğumuzu hissettirerek en uygun biçimde sergileme sağlamaya çalışıyoruz.
Sanatçı seçiminde ve sergi programında, sanatı ve sanatçıyı desteklemeyi, kültürel birikimi ve sanatsal çeşitliliği izleyicilere sunmayı hedefleyen bir yaklaşım benimsemekteyiz.
7) Günümüz sanat dünyasında galerilerin rolü sizce nasıl evriliyor?
Sanat dünyasında galeriler çok önemli bir role sahiptir; yalnızca eserlerin sergilendiği mekânlar değil, aynı zamanda sanatın dolaşımını, sanatçının görünürlüğünü ve kariyer gelişimini destekleyen kurumlar olarak da işlev görürler.
Günümüz sanat dünyasında galerilerin rolü, teknolojik gelişmeler, sosyal medyanın etkisi, sanat piyasasındaki değişimler ve izleyici alışkanlıklarındaki dönüşümle birlikte ciddi şekilde evriliyor.
8) Galeri Selvin’in önümüzdeki dönem için planladığı projeler ve etkinlikler nelerdir?
Öncelikle bir ikinci “50 sanatçı 50 Atölye” Kitabı projesini hayata geçirmek,
Düzenli olarak yıllardır çalıştığım sanatçılarla ve onların dışında yeni sanatçılar ile sergilerime devam etmek.
Güzel sanatlar fakültesinin yıl sonu sergilerinde, fuarlarda, sanat projelerinde yada yurtiçi ve yurtdışı sergi ve atölyelerden yeni genç sanatçıları keşfedip sergi ve tanıtım imkanı sunmak.
Bir de galeri olarak heykel bizim yıllardır olmazsa olmazımız. Yılda en az 3 veya 4 bazen daha da fazla heykel sergileri düzenliyoruz. Büyük mekanlar tutarak galeri dışında da yeni sergiler açmak.
Venedik Bienali’nden geçtiğimiz yıl galerimize bir teklif gelmişti onun için çalışmalara başlamak.
Yurt dışından yeniden sanatçı getirmek.
Kendi sanatçılarımızı yurtdışı fuarlarında tanıtmak ve sergilemek.
9) Türk sanatının uluslararası platformlarda daha görünür kılmak adına ne gibi adımlar atmayı planlıyorsunuz?
Galeri Selvin, yurt dışında yaşayan Türk ve yabancı sanatçılarla işbirlikleri yaparak, eserlerini Türk sanatseverleriyle buluşturmuştur. Özellikle Belçika, Fransa, Almanya, Yunanistan, Bulgaristan ve İtalya gibi ülkelerden sanatçılarla düzenlenen sergiler, Galeri Selvin’in uluslararası sanat çevreleriyle güçlü bir bağ kurmasına olanak sağlamıştır .
10) Sanatla olan kişisel yolculuğunuz nasıl başladı ve bu süreçte sizi en çok etkileyen deneyimler neler oldu?
Galerici olmaya karar verdiğimde lise yıllarımdı. Diplomat ve çok iyi koleksiyoner olan büyük amcam sayesinde böyle bir mesleğin varlığından haberdar oldum. O bana tüm doğum günlerimde mutlaka ya bir sanat kitabı ve bir eser armağan ederdi. Birlikte vakit geçirdiğimiz dönemlerde de mutlak bir resme bakıp onu okuyup üzerinde konuşurduk. Keza diğer doktor olan amcam da koleksiyonerdi. Kendi evimizde de çeşitli sanatçılara ait resimler vardı. Bu nedenle göz terbiyesini daha küçük yaşlarda edinmenin önemi benim için büyük. Anne ve babamın hukukçu olmam için zorlamalarını dinlemeyip Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih – Coğrafya Fakültesi Kütüphanecilik ve Sanat Tarihi Bölümü’nde okudum. Mezun olduktan sonra Milli Kütüphane’de Güzel Sanatlar Bölümü’nde uzman olarak çalıştım. Bu deneyimin müthiş faydasını gördüm. O yıllarda Ankara Devlet Resim Heykel Müzesi henüz kurulmamıştı. Cumhuriyet dönemi alınmış tüm eserlerin kayda geçmesinde çalıştım ve Türk resmini çok daha iyi öğrendim diyebilirim.
Ondan sonra da Galerimi açtım.
11) Genç sanatçılara ve sanatseverlere vermek istediğiz mesajlar nelerdir?
Genç sanatçılar benim ve galerim için çok çok önemliler. Onlar geleceğimizdir. Galerimi kurduğum günden bu yana daima her sergi programında, sanat dünyasında aktif olabilmeleri için onlara yer verdik.
Onların fikirlerine ve yaptıkları işlere hep saygıyla yaklaşıp temsil edilme pozisyonlarına birlikte kararlar verdik hiçbir zaman onları bağlayıcı ve kıskaca sokan bir sözleşme ile yaklaşmadım. Çoğu şimdi önemli yerlere gelmiş gençlerin ilk sergilerini açmış olmam beni ve galerimi mutlu ediyor. Onlara kataloglar, kitaplar yayınlamış olmam onları farklı ülkelerdeki sanat fuarlarına taşımış olmaktan da gururluyum. Herşeyi kazanç hırsı ile değil de sevgi, sevinç ve heyecanla yapmanın zevki bambaşka.
Galeri Selvin, kurulduğu günden bu yana genç sanatçıları desteklemeyi ve onların yaratıcı dünyalarını sanatseverlerle buluşturmayı temel misyonlarından biri olarak benimsemiştir. Sanatı yalnızca estetik bir ifade değil, aynı zamanda güçlü bir düşünsel alan olarak gören galerimiz, yeni kuşak sanatçılara görünürlük kazandırarak onların çağdaş sanat sahnesine katılmalarını teşvik eder.
Sanatseverleri pasif bir izleyici olmanın ötesine taşıyarak, onları sanatın aktif bir parçası olmaya davet ediyoruz. Soru sorduran, düşündüren ve duygulandıran eserlerle izleyiciyi etkileyici bir deneyime davet etmeye çalışıyoruz. Her sergi, yalnızca sanatçıların eserleriyle değil, aynı zamanda bu eserlerin arkasındaki düşünsel altyapıyla da derinleşiyor.
Galeri Selvin, çağdaş sanatın dönüşen dinamiklerine ayak uydururken, yeni anlatıların ses bulmasına ve sanatın toplumsal hafızadaki yerini güçlendirmesine katkı sunmaya devam etmektedir.